Esas No: 2017/5607
Karar No: 2020/1799
Karar Tarihi: 23.10.2020
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/5607 Esas 2020/1799 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/5607 Esas
KARAR NO: 2020/1799
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2017
NUMARASI: 2015/560 E. - 2017/671 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin 03/12/2013 tarihinde davalı ithalatçı firma olan ... Ltd Şirketinin Bursa bölğe bayisi olarak faaliyet gösteren diğer davalı ... A.ş'den 2013 yılına ait ... marka ... model bir araç satın aldığını ve aracın 03/12/2013 tarihinde davacı şirkete teslim edildiğini, araç teslim alındıktan on gün sonra 13/12/2013 tarihinde aracın hızlanma sırasında moturunun stop etmesi fark edilmiş ve aynı gün araç servise götürülerek durumun davalı ...A.Ş'ye bildirildiğini, bu olaydan 5 gün sonra yani 18/12/2013 tarihinde yine aynı problemle karşılaşıldığını, bunun üzerine Bursa ...Noterliğinin 27/12/2013 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile iş bu durumun davalı tarafa ihtaren bildiriliğini ancak sonuç alınamadığını, aracın 07/07/2014 tarihinde ve 05/0/2014 tarihinde tekrar arızalandığını, bu kez 05/08/2014 tarihinde dava konusu aracın aylardan beri sabahları ilk çalışmadan sonra stop etmesi sebebi ile aracın davalı ...A.Ş çalışanı ... tarafından teslim alındığını, yerine tamir süresince kullanılmak üzere yeni bir araç tahsil edildiğini ve bu hususun tutanak altına alındığını, aracın tamir edildiği bildirilerek davacıya teslimedildiğini, sonrasında 29/08/2014 tarihinde aracın tekrar arıza yaptığını, dava konusu aracın aylarda nberi sabahları ilk çalışmadan sonra stop etmesi, bu durumun servise gidip gelmesine rağmen sürekli olarak devam etmesi sebebi ile aracın davalı ...AŞ çalışanı ... tarafından tekrar teslim alındığını, yerine tamir süresinde kullanmak üzere yine bir araç tahsis edildiğini ve bu hususun tutanak altına alındığnıı son olarak 09/09/2014 tarihi itibariyle aracın yeniden arızalandığını ve davalı ...A.Ş çalışanı ... tarafından tekrar teslim alındığını, yerine tamir süresinde kullanmak üzere araç tahsis edildiğini ve bu durumun tutanak altına alındığını, aracın ...A.Ş'de bırakıldığını, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4.maddesinde de belirtildiği üzere; ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen ve satandardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis ve kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren malların ayıplı mal olarak kabul edildiğini, aracın sıfır kilometre alınmış olduğunu ve söz konusu hatanın aracın orjinalliğini bozmakta, fiyatanı düşürmekte ve can güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Araç davalılarca garanti kapsamındadır. Bu nedenle davacının bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarımı isteme haklarından; aracın bedelinin iadesini talep ettiğini, ancak davalılarca şu ana kadar problemi çözücü herhangi bir adım atılmadığını belirterek, taraflar arasında 03/12/2013 tarih ... numaralı fatura ile satışı yapılan ... marka ... model araç satış sözleşmesinin feshine, ayıplı satılan aracın geri alınarak araç satış bedelinin satış tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılarda müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı ... A.Ş vekili cevap dilekçesinde; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görev yönünden itirazları olduğunu, davacının tacir olup, tüketici sıfatına haiz olmadığını, iş bu davada TTK hükümleri gereğince BK hükümlerinin uygulanması gerektiğnii, müvekkil şirketin dava konusu aracı ayıptan ari olarak tam ve eksiksiz teslim ettiğini, dava konusu aracın ayıplı olmadığını, davacının iddialarını somut deliller ile ispatlayamadığını, davacının bedelinin iadesini talep etme hakkı bulunmadığını, aksi kanaate varılması durumunda bedel indirimini talep ettiklerini, davacı tarafın faizin -talep edilen araç bedilene ilişkin – başlangıç tarihi olarak satış tarihinin esas alınması talebini kabul etmediklerini, bu talebin yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu, faiz talebinin reddedilmes gerektiğini, iş bu davanın kesinlikle kabulü manasına gelmemek şartı ile davanın kabulü halinde dava tarihi itibari ile davacıya ait aracın üzerindeki tüm takyidatların kaldırılarak müvekkil şirkete iadesine, devrine, tesciline karar verilmesini, dava konusu aracın kullanımı sebebi ile amortisman tutarının ve elde edilen menfaatlerin hesaplanarak iade edilmesi gerektiğini belirterek, davanın öncelikle görevsizlik, husumet yönünden, hak düşümü ve zamanaşımına uğramış olması, muayene ve ihbar sürelerinin kaçırılmış olması sebebi ile reddine, esastan inceleme yapılması halinde esas yönünden de davarın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... Limited Şirketi vekili cevap dilekçesinde; mahkemenin görevsiz olduğunu, yargılamaya konu araçta gizli veya açık herhangi bir ayıp olmadığı gibi imalat hatası da olmadığını, araçta meydana gelen arızaların aracın satışı sırasında herhangi bir gizli ya da açık ayıp, imalat hatası olduğunu göstermediğini, davacının ayıp ile arızayı karıştırmakta olduğunu, dava konusu araçta ayıp var ise bile (kabul anlamına gelemmek kaydıyla) davacının süresi içinde herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını, eldeki dava konusu olayla Garanti Belgesi Yönetmeliğinin 9.maddesinde belirtilen koşulların hiçbirinin gerçekleşmemiş olduğunu, davacının satış tarihinden itibaren faiz istemiş ise de (kabul anlamına gelmemek kaydıyla) faizin ancak teslim tarihinden sonra işletilebileceğini, bedel iadesini gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını, aracın sorunsuz çalışmakta olduğunu ve davacının araçtan menfaat elde etmekte olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davacının da dava konusu araçtan elde ettiği yararları iade etmesi gerektiğini belirterek, öncelikle davanın görevli mahkemede acılmamış olması nedeniyle mahkenin görevsizliğine, aksi kanaat oluşması halinde haksız ve dayanaksız davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "... bilirkişi tarafından ... isimli parçanın arızaya sebebiyet vereceği belirtilerek, bu parçadaki arızanın üretim hatası olduğu ve değiştirilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, en son alınan raporda bu açıklamasının davacının belirtmiş olduğu arıza şikayetine göre yapıldığı ancak araçta herhangi bir arızanın mevcut olmadığının belirtildiği, buna göre dava konusu araçta arıza bulunsa dahi arızanın giderilmiş olduğu ve sonuç itibari ile araçta herhangi bir arızanın kalmamış olmasının anlaşılmasından dolayı davacının iddiasının yerinde görülmediği...." gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yerel mahkemece raporlar arasındaki mübayenet giderilmeden, dava dosyasına ibraz edilen 24.03.2017 tarihli ek rapor dikkate alınarak verilen karar verilmesinin Yargıtay içtihatlarına, usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu sıfır alınan aracın henüz 30.000 km yapmadan 6 kez aynı hatayı vermesi ve 6 seferde de yetkili serviste tamir edilmesine rağmen arızanın giderilmemiş olması ayıplı üretim hususunu açıkça ortaya koyduğunu, iş bu arızanın insanların can ve mal güvenliğini de tehlikeye atacağı bilirkişi raporlarıyla da doğrulandığını, Sıfır alınan bir aracın ... sensörünün arızalı olmasının üretim hatası sayılmamasının yerinde olmadığını, araçta bulunan ayıbın tüketicinin farkına varamayacağı gizli ayıp niteliğinde olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satış sözleşmesine konu aracın ayıplı olduğu iddiası ile bedel iadesi istemine ilişkindir İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda; davacının satın aldığı ... marka ... aracın servis kayıtlarına göre aracın ilki satın alma tarihinden 10 gün sonrasında itibaren başlamak üzere "6 kez", "ilk çalışmada stop etme" şikayeti ile servise getirildiği ve servis kayıtlarına göre; servis tarafından yazılım güncellemesi ve enjektör adaptasyonu yapıldığının yazılı olduğu dikkate alındığında; sıfır araç alan davacının aynı şikayetle servise başvuruları ve serviste sorunun giderilmesi için yapılan uygulama dikkate alınarak bu durumun "üretim hatası" olarak kabul edilip edilemeyeceğinin ve ayıp olarak kabulü halinde ayıbın niteliğinin ve aracın mevcut haliyle kabulünün mümkün olup olmadığının net olarak tespiti için davacının itirazlarını karşılayacak şekilde İstinaf denetimine elverişli uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken eksik inceleme ve yetersiz rapora göre davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, İlk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK.'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3- Davacının istinaf istemi kabul edildiğinden 31,40TL istinaf nisbi harcının davacıya iadesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak davacı tarafça yatırılan 85,70TL harç ile 53,00 TL (posta-teb-müz) masrafı ki toplam; 128,70TL istinaf masrafının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/10/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.