Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/1579
Karar No: 2020/2840
Karar Tarihi: 02.12.2020

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1579 Esas 2020/2840 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1579
Karar No : 2020/2840

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Şeker Fabrikası A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı (Kapatılan … Kurumu)
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 19/12/2019 tarih ve E:20018/1054, K:2019/4485 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Şeker Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının gereği yerine getirilmeyerek (C) şekerinin yurt içi piyasada satıldığından bahisle, 4634 sayılı Şeker Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca davacı şirkete 24.288.271,34-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı yazı ile bildirilen … tarih ve … sayılı Kurul kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 19/12/2019 tarih ve E:20018/1054, K:2019/4485 sayılı kararıyla;
Dairelerinin dava konusu işlemin iptali yolundaki 06/06/2014 tarih ve E:2009/5041, K:2014/2333 sayılı kararının Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulunun 02/12/2015 tarih ve E:2014/3505, K:2015/4752 sayılı kararıyla bozulması üzerine işin gereğinin yeniden görüşüldüğü belirtilerek;
2008/2009 pazarlama yılına ilişkin ülke (A) kotasının toplam 2.400.000 ton olarak, davacı şirketin (A) kotasının ise 38.000 ton olarak belirlendiği, kimi şeker fabrikalarının ülke kotasından kendilerine tahsis edilen kısmın tamamını kullanamayacağını belirtmesi üzerine kullanılamayacağı belirtilen kotanın davacı şirketin de içinde bulunduğu diğer şirketlere tahsis edilebilmesini teminen … tarih ve … sayılı işlemle davacı şirket ve diğer şeker fabrikalarına bildirildiği, bunun üzerine davacı şirket tarafından 06/06/2008 tarihli yazıyla davalı idareye başvuru yapılarak açıkta kalan kotaların kullanılması için talepte bulunulduğu, bu talep üzerine davalı idarenin … tarih ve … sayılı kararıyla davacı şirketin 38.000 ton olarak belirlenen (A) kotasının 41.800 tona çıkarıldığı, davacı şirketin (A) kotasının artırılması üzerine kota artışı nedeniyle oluşan farkı tamamlamak amacıyla davacı şirket tarafından pancar sökme bedeli karşılığında pancar alan kişilerden, herhangi bir şeker fabrikasıyla pancar üretim sözleşmesi imzalamadan pancar eken çiftçilerden ve bir şeker fabrikasıyla pancar üretim sözleşmesi imzalayan, ancak ürettiği pancarın sözleşmede öngörülen pancardan fazla olması nedeniyle sözleşme imzalanan fabrikaya satamayan çiftçilerden pancar alım sözleşmesi yapılmak suretiyle kota farkından kaynaklanan pancar ihtiyacının temin edildiği, bu durumun davalı idare tarafından tespit edilmesi üzerine … tarih ve … sayılı davalı idare işlemiyle, … tarih ve … sayılı Kurul kararı gereğince davacı şirketin kendisine tahsis edilen pancar ekim alanları dışından tesellüm ettiği pancar ile sözleşme dışı tesellüm edilen toplam 95.596.932 kg pancarın (C) pancarı olarak değerlendirilmesi, bu miktar pancardan üretilebilecek 14.072.203 kg şekerin (C) şekeri olarak kabul edilmesi ve bu şekerin yurt içinde pazarlanamayacağının davacı şirkete bildirilerek bu kararın tebliğ tarihi itibarıyla (C) şekeri olarak kayıtlara alınması gereken 14.072.203 kg şeker miktarına karşılık davacı şirket kotalarında bulunan (A) kotası şekerden (C) şekerine aktarılan miktar ile yurt içine satış gibi nedenlerle (C) şekeri olarak stoklara alınmayan şeker miktarının davacı şirket tarafından davalı idareye bildirilmesinin istenildiği, davacı tarafından cevaben yazılan 08/04/2009 tarihli yazıda, davalı idare işleminin tebliğ tarihi itibarıyla stoklarında (A) kotası şeker bulunmadığından (A) kotası şekerden (C) şekerine herhangi bir aktarım yapılamadığı ve stoklarında 1.900.000 kg (B) kotası şekeri ile 2007/2008 pazarlama yılı (A) kotası şekerden (C) şekerine aktarılan 982.370,415 kg şeker olmak üzere toplam 2.882.370,415 kg şeker bulunduğunun bildirildiği, bu bildirim üzerine davacı şirketin 14.072.203 kg şekeri stoklarına (C) şekeri olarak almadığı, dolayısıyla davacı şirket tarafından … tarih ve … sayılı Kurul kararının gerekleri yerine getirilmeyerek (C) şekeri olarak kayıtlara alınması gereken 14.072.203 kg şekerin yurt içinde satıldığı gerekçesiyle davacı şirkete bu miktar üzerinden 4634 sayılı Kanun'un 11. maddesi gereğince 24.288.271,34-TL idarî para cezası verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı;
4634 sayılı Kanun'un 1., 2., 7., 8., 9. ve 11. maddelerine yer verilerek;
Kurulun … tarih ve … sayılı kararıyla, tüm şirketlerin pancar ekim alanları belirlendiği ve şirketlerin kendi ekim alanları dışından şeker pancarı temin ettiklerinin tespiti hâlinde, tespiti yapılan pancarın (C) pancarı, bu pancarın karşılığı oluşacak şekerin ise (C) şekeri olarak değerlendirileceği belirtilerek, (C) şekerinin nasıl hesaplanacağına ilişkin kurallara yer verildiği;
… tarih ve … sayılı Kurul kararıyla ise, şeker pancarı üretim sözleşmesi düzenlenmeden özel bir pancar alım sözleşmesi düzenlenmesi suretiyle temin edilen 39.565.470 kg pancarın, … tarih ve … sayılı Kurul kararı ile … tarih ve … sayılı Kurul kararına aykırı olması nedeniyle, davacı şirkete ayrılan ekim alanları dışından temin edilen 56.031.462 kg pancarın ise … tarih ve … sayılı Kurul kararına aykırı olması nedeniyle toplam 95.596.932 kg pancarın davacı şirketin (A) kotasını tamamlayıp tamamlamamasına bakılmaksızın (C) pancarı olarak değerlendirilmesine, bu pancardan üretilebilecek 14.072.203 kg şekerin de (C) şekeri olarak Kurum ve davacı şirket kayıtlarına alınmasına ve bu şekerin yurt içinde pazarlanmamasına karar verildiği;
Uyuşmazlığın, şirketlerin, Kurulun belirlediği pancar ekim alanları dışından temin ettikleri pancardan ürettikleri şekerin (C) şekeri olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususundan kaynaklandığı;
Yurt içindeki şeker talebinin yurt içi üretimle karşılanmasının ve Türkiye'deki şeker rejimine istikrar getirilebilmesinin, ülkenin makro düzeydeki tarım ve sanayi politikaları ile sosyal ve ekonomik dengesi gözetilerek şeker üretiminin ülke ekonomisinin yararına düzenlenmesi ile sağlanabileceği; bu bağlamda, Şeker Kurumunun karar organı olan Şeker Kuruluna, bu Kanun'un amaçlarına uygun olarak sektörle ilgili kararlar almak ve uygulamak, uygulamayı denetlemek ve sonuçlandırmak konularında görev ve yetkiler verildiği;
Şeker Kanunu'nun genel gerekçesinde de, ülkemizdeki şeker fabrikalarında binlerce işçi istihdam edildiği, binlerce çiftçi ailesinin geçimini pancar tarımı ile sağladığı belirtilerek, şeker sektörünün yarattığı yüksek katma değer yanında tarım ve endüstri kesiminde yarattığı yüksek istihdam düzeyi nedeniyle, pancar şekeri üreticisinin gelişmiş ülkelerde bile düzenleme altına alındığı, bunların pancar üreticileri ve işleyicilerinin menfaatlerini buluşturan kurallar olduğunun vurgulandığı;
Tarımsal bir ürün olarak pancarın sadece şeker üretiminde kullanılması, başka bir deyişle pancarın şekerin hammaddesi olması nedeniyle, şeker rejimine sağlıklı bir yapı kazandırılabilmesi, pancar ekim alanlarının münavebe sistemine bağlı olarak planlanmasına ve bu amacı gerçekleştirmek üzere pancar ekim alanlarının düzenleme altına alınmasına bağlı olduğu; münavebe bitkisi olan pancarın depolanabilir niteliğinin bulunmaması nedeniyle piyasada serbest dolaşıma katılamadığından yegane alıcısı ve işleyicisinin şeker fabrikaları olduğu; bu bakımdan, üreticinin pancar ekimini planlarken önce pazarını garanti etmesi gerektiği gibi, şeker fabrikalarınca üretilecek şekerin hammaddesi olan pancarın da temininin garanti edilmesi gerektiği;
Bu çerçevede, pancar üretiminin yeterli ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için tarımsal organizasyon dâhilinde pancar üretiminin kontrol edilerek planlı ve programlı şekilde ekim alanlarının belirlenmesinin zorunluluk arz ettiği; nitekim Anayasa'nın 45. maddesinin, tarımsal üretim planlaması yapma görevini Devlete verdiği ve bu görevin 4634 sayılı Kanun'dan kaynaklanan yetkiyle, şeker rejimine yönelik olarak Şeker Kurumu tarafından yerine getirileceği hususunda kuşku bulunmadığı ve Kurulun, pancar ekim alanlarının belirlenmesi konusunda yetkili olduğunun tartışmasız olduğu;
Bu durumda, aktarılan kurallar, Kanun'un genel gerekçesi ve pancar ekim alanlarının belirlenmesi konusunda Kurulun yetkili olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, şirketlerin, Kurulun kendileri için belirlediği pancar ekim alanları dışından temin ettikleri pancardan ürettikleri şekerin (C) şekeri olarak değerlendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, aksi hâlde, pancar ekim alanlarının belirlenmesinin fiili anlamını kaybedeceği, bu durumun da, şirketlerin pancar ekim alanlarına riayet etmemeleri sonucunu doğuracağı;
Nitekim, Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulunca verilen çeşitli tarihli kararlar ile, şirketlerin, Kurulun belirlediği pancar ekim alanları dışından pancar temin ettiklerinin tespiti hâlinde, tespiti yapılan pancarın (C) pancarı, (C) pancarı karşılığı oluşan veya oluşacak şekerin ise kendilerine tahsis edilen (A) kotası şeker üretim miktarı tamamlansın veya tamamlanmasın (C) şekeri olarak değerlendirileceğine ilişkin Kurul kararları hukuka uygun bulunmak suretiyle bu konudaki içtihadın istikrar kazandığı;
Her ne kadar 25/02/2011 tarih ve 27857 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 205. maddesiyle, 4634 sayılı Kanun'un 5. maddesinin ikinci fıkrasına, "Şirketler, kendi ekim alanlarından yeterli hammadde bulamadığı takdirde münavebe esasları dâhilinde kendi ekim alanları dışından da Kurumun denetiminde üreticilerle sözleşme yaparak pancar temin edebilirler." kuralı eklenerek, şirketlerin kendi ekim alanlarında yeterli hammadde bulunamaması durumunda, Kurumun denetiminde, kendi ekim alanları dışından da pancar temin edebilmelerine imkân tanınmış ise de, Şeker Kanunu'na eklenen söz konusu kuralla, şirketlerin kendi ekim alanlarından yeterli hammadde (pancar) temin edememesi, münavebe esaslarına uyulması, üreticilerle (çiftçilerle) sözleşme yapılması ve bu işlemlerin Kurum'un denetiminde yapılması gibi bazı şartların mevcudiyeti hâlinde, şirketlerin kendi ekim alanlarının dışından pancar temin edebilmelerine imkân tanındığı;
Dolayısıyla, şirketlerin kendi pancar ekim alanı dışından pancar temin edebilmeleri ancak yukarıda sayılan şartları sağlamaları hâlinde mümkün olabileceğinden, Kanun'un bu konuda tam bir serbestlik getirdiğinden de söz edilemeyeceği;
Öte yandan, dava konusu işlemin dayanağı olan … tarih ve … sayılı Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Dairelerinin 10/12/2013 tarih ve E:2009/3440, K:2013/3508 sayılı kararıyla anılan Kurul kararının iptaline karar verildiği, bu kararın davalı idare tarafından temyizi üzerine Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulunun 10/12/2014 tarih ve E:2014/2699, K:2014/4857 sayılı kararıyla Dairelerinin iptal kararının bozulduğu, davacının karar düzeltme isteminin de İdarî Dava Daireleri Kurulunun 02/12/2015 tarih ve E:2015/3644, K:2015/4750 sayılı kararıyla reddedildiği;
Bu durumda, dava konusu idarî para cezasının, … tarih ve … sayılı Kurul kararıyla (C) şekeri olarak belirlenen şekerin, davacı şirket tarafından yurt içine satıldığından bahisle verildiği; anılan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davanın da, Dairelerince, İdarî Dava Daireleri Kurulunun 10/12/2014 tarih ve E:2014/2699, K:2014/4857 sayılı kararı gereğince reddedildiği anlaşıldığından, anılan Kurul kararının gereğinin yerine getirilmediğinden bahisle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın eksik incelemeye dayalı karar verildiği, 183/3 sayılı Kurul kararının alındığı tarih itibarıyla stoklarında (A) şekeri bulunmadığı için Kurul kararı çerçevesinde (C) şekeri aktarımı yapılmasında fiili imkansızlık bulunduğu, (A) şekeri kapsamında olup da (C) şekeri sayılan herhangi bir şekerin satıldığına ilişkin dosyada herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 19/12/2019 tarih ve E:20018/1054, K:2019/4485 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/12/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı tarafından çeşitli tarihlerde davalı idareye başvuru yapılarak kendi ekim alanlarından yeterli pancar elde edemediği, bu nedenle başka alanlardan da kendisine pancar alımı konusunda izin verilmesi gerektiğinin belirtildiği görülmektedir.
25/02/2011 tarih ve 27857 1. mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6111 sayılı Kanun'un 205. maddesiyle, 4634 sayılı Kanun'un 5. maddesinin ikinci fıkrasına, "Şirketler, kendi ekim alanlarından yeterli hammadde bulamadığı takdirde münavebe esasları dâhilinde kendi ekim alanları dışından da Kurumun denetiminde üreticilerle sözleşme yaparak pancar temin edebilirler." kuralı eklenerek, şirketlerin kendi ekim alanlarında yeterli hammadde bulunmaması durumunda Kurumun denetiminde kendi ekim alanları dışından da pancar temin edebilmelerine imkân tanınmıştır.
Bu durumda, 4634 sayılı Kanun'un 5. maddesinde yapılan değişiklik ile kendi ekim alanlarından yeterli miktarda pancar temin edemeyen şirketlerin Kurumun denetiminde olmak kaydıyla başka ekim alanlarından şeker pancarı temin edebilmeleri mümkün hâle getirilerek davacının durumunda olanlar lehine yeni bir düzenleme yapıldığı, davacının kendi ekim alanlarında yer alan şeker pancarının yeterli düzeyde olmadığının Kurul tarafından kayda alınan tutanak ile ortaya konulduğu hususları dikkate alındığında, dava konusu idari para cezasının dayanağı Kanun'da yargılama aşamasında davacı lehine yapılan değişikliklerin, lehe olan kanun hükmünün uygulanması ilkesi çerçevesinde değerlendirilerek idarece yeni bir işlem tesis edilmesi zarureti bulunduğundan, Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi