11. Hukuk Dairesi 2013/8394 E. , 2013/22836 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02.10.2012 tarih ve 2012/111-2012/45 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin TURSAB ile ilişkisi nedeniyle teminat mektubu vermesi gerektiğinde, davacının davalı şirket yetkilisi ... ile olan kişisel ilişkileri nedeniyle teminat mektubunu temin edip, TURSAB"a teslim ettiğini, ancak davalı şirketin TURSAB"a karşı taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle teminat mektubunun paraya çevrilmesinin gündeme geldiğini, müvekkilinin İhlas Finans Antalya Şubesi"nde bulunan 509327 hesabından davalı şirketin TURSAB"a verdiği teminat mektubu paraya çevrilmek suretiyle 30.07.2001 tarihinde ödendiğini, yapılan toplam ödemenin 128.700 USD olduğunu, davalı tarafın bu miktarı müvekkiline ödemediğini ileri sürerek, 15.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.07.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile de; dava değerini 53.330,00 TL"ye çıkardığını bildirmiştir.
Davalı vekili, davalının hesabına davacının hesabından 128.700 USD"nin geçmediğini, müvekkilinin İhlas Finans"a yatırdığı paraları finans kurumunun iflas etmesi nedeniyle alamadığını, davacının batık bankadan parasını alamadığı için müvekkilinden haksız kazanç sağlama çabasında olduğunu, davacının ibraz ettiği rehin ve blokaj taahhütnamesi altındaki imza ve kaşenin müvekkiline ait olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların kabulünde olan Rehin ve Blokaj Taahhütnamesi ile davacının İhlas Finans A.Ş. kurumunda bulunan hesabındaki nakdin kredi kullanan davalı şirket lehine 19.10.2000 tarihli sözleşme ile bloke ve rehin edildiği, davalı lehine rehin sözleşmesinin tarafı finans kurumu tarafından TURSAB"a verilen teminat mektuplarının paraya çevrilmesi aşamasında davalı hesabındaki nakdin teminat mektuplarını karşılamaması üzerine Rehin ve Blokaj Taahhütnamesi nedeniyle 29.628 USD"nin TURSAB A.Ş."ye ödendiği, ancak davacının davalıya açılan kredinin teminatını oluşturmak üzere hesabına yatırılan ve dava dışı İhlas Finans Kurumu A.Ş. rehin edilen para üzerindeki tasarrufunu kaybedecek şekilde Rehin ve Blokaj Taahhütnamesini imzaladığı, Rehin ve Blokaj Taahhütnamesi nedeniyle yaptığı ödemeleri rücu yolu ile davalıdan isteyemeyeceği (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 1964/4 E. 1969/6 K. Sayılı kararı, Yargıtay 19 Hukuk Dairesi"nin 2005/4565 E. 2005/9026 K sayılı kararları) gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında düzenlenen rehin ve blokaj sözleşmesi kapsamında, davacı tarafça davalının dava dışı bankaya olan borcunun ödenmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı şirketin teminat mektubuna ihtiyaç duyduğunu, bu kapsamda dava dışı banka tarafından davalı lehine teminat mektubu düzenlendiğini, müvekkilinin de bankaya hitaben ve davalı lehine rehin taahhüdünde bulunduğunu, teminat mektuplarının nakde çevrilmesi üzerine müvekkilinin hesabındaki paraların kullanıldığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda, yukarıda değinilen gerekçeyle, davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Dosya kapsamı itibariyle, taraflarca düzenlenip dava dışı bankaya hitaben verilen rehin ve blokaj taahhütnamesi başlıklı belge incelendiğinde, söz konusu taahhütnamenin davacı taraf lehine ivazlı olduğuna dair herhangi bir bilgi içermediği, bir başka anlatımla rehin ve blokaj taahhütnamesinin ivazsız olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Öte yandan söz konusu taahhütname gereğince davacının hesabından bir miktar paranın, nakde çevrilen teminat mektuplarının güvencesini teşkil etmesi sebebiyle, davalı adına dava dışı banka tarafından kullanıldığı hususu da dosya kapsamı itibariyle sabittir. Davalı lehine düzenlenen teminat mektupları için rehin ve blokaj taahhüdü kapsamında, davacının hesabındaki para davalı için kullanılmış durumdadır. Bu durumda, davacının söz konusu bedelleri davalıdan istemesine engel teşkil eden herhangi bir yasal unsurun varlığı mevcut değildir. Her ne kadar, mahkeme ret gerekçesinde Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 1969/6 sayılı kararına vurgu yapılmışsa da, değinilen kararın, uyuşmazlık konusu hukuki ilişki ile herhangi bir benzerliği mevcut değildir. Bu durumda, davacı tarafça yapılan ödemelerin davalıdan talep edilebileceği göz önünde bulundurulmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.