4. Hukuk Dairesi 2012/15846 E. , 2013/14663 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Belediye Başkanlığı vd. aleyhine 09/07/2008 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı....duruşmasız olarak incelenmesi de davalı ....vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve tebligat gideri verilmediğinden duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, maddi ve manevi tazminat davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı Belediyenin temyizi yönünden;
Davacılar, metro inşaat çalışmaları sırasında gerekli önlemlerin alınmamasından dolayı göçük olması nedeniyle evinde ve bahçesinde zarar oluştuğundan maddi ve manevi tazminat istemiştir.
İstemin ileri sürülüş biçimine göre davacılar açıkça, davalı idarenin hizmet kusuruna dayanmışlardır. Hizmet kusurundan doğan isteklerin, İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince, idareye karşı idari yargı yerinde açılacak tam yargı davasında ileri sürülmesi gerekir. Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir.
Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ....."nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
3-Davalı ....n diğer temyiz itirazlarına gelince:
A-Davacı, davalı şirket tarafından yapılan metro inşaat çalışmaları sırasında göçük oluşması nedeniyle evinde ve bahçesinde zarar oluştuğundan maddi ve manevi tazminat istemiştir.
Mahkeme, maddi zarar yanında, manevi tazminata da hükmetmiştir.
...
Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nun 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında BK’nun 49. maddesi uygulanır.TMK’nın 24. ve BK’nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalılarca yapılan metro inşaatı sırasındaki göçük nedeniyle davacının evinde hasar ve kira kaybı zararı oluşmuş ve davacı başka eve taşınmak zorunda kalmıştır. Davacı yaralanmamış ve yakınlarından ölen ve yaralanan da olmamıştır. Davacının oturduğu evi tahliye etmesinin gerekmesi ve eşya zararı davacının manevi tazminat istemesini haklı kılmaz. Tekniğin gelişimi ve yaşam çerçevesinin yukarıda belirtilen sınırının dışında kalan eyleme göre manevi tazminat istemi reddedilmelidir.
B-Yine; binanın zarar öncesi durumu, tekniğe uygun olarak yapılıp yapılmadığı, ruhsatının olup olmadığı, bu durumun zarara veya zararın artmasına neden olup olmadığı da araştırılarak ve gerekirse bu konularda da bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu 43-44 maddeleri gereğince hakkaniyet indiriminin değerlendirilmemesi de doğru değildir. Kararın bu nedenlerle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1, 3a ve 3b) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalı ... diğer temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.