23. Hukuk Dairesi 2013/5348 E. , 2013/7307 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı tarafça açılan iflas davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğundan usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin de içinde bulunduğu ... Grubu olarak, davalı bankadan 2003 yılından bu yana altın alımı yapıldığını, ödemelerin 30, 60 ve 90 gün vadeli olmasına rağmen, 2008 yılı Şubat ayı sonlarında derhal ödeme istendiğini, genel uygulamaya aykırı bu istemin reddedildiğini, bunun üzerine davalı banka tarafından müvekkili hakkında dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, Türk Parasının Kıymetinin Korunması Hakkındaki 32 sayılı Karar muhalefet suçları isnad edilerek Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulup, arama kararları aldırıldığını; soruşturmaların tamamının müvekkili lehine sonuçlandığını, davalı bankanın bu fiillerinin Borçlar Kanunu’nun 41/2"nci maddesi anlamında ahlaka aykırı olduğunu ve ceza hukuku anlamında suç teşkil ettiğini, bu eylemler sonucunda müvekkili şirketin maddi ve manevi zararlara uğradığını, basında çıkan haberlerle ... Altın Borsasında işlem yapılamaz hale geldiğini, külçe altın ticaretinin durduğunu, Çin"deki ve Hong Kong"daki altın borsası üyeliklerinin devredilmek zorunda kalındığını, ulusal ve uluslararası finans kuruluşlarının kredi vermeyi veya mevcut kredileri uzatmayı durdurduklarını, mevcut kredi limitlerini kapattıklarını, İMKB de işlem gören hisse senetlerinin değerinin düştüğünü, büyüme ve yatırım planlarının durduğunu, personel sayısının istifa ve işten çıkarılma neticesinde düştüğünü, marka değerlerinin azaldığını, dolandırıcı ve kaçakçılık iddialarının müvekkili şirketin piyasada iş yapmasını güçleştirip potansiyel yatırımlarını durdurduğunu; doğan bu zararların tazmini ve tahsili amacıyla davalı banka aleyhine ... 7. İcra Müdürlüğü’nün 2010/7427 sayılı dosyasından iflas yoluyla takibe geçildiğini ve takibin, davalının itirazı üzerine durdurulduğu ileri sürerek, itirazın kaldırılmasına ve iflasa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankanın muamele merkezinin Fransa’da olduğunu, bu nedenle banka lehine yetkisiz mahkemede ikame edilen davanın reddinin gerektiğini, müvekkili bankanın Anayasanın 36"ncı maddesinde güvence altına alınan hak arama hürriyetine istinaden yasal müracaat hakkını kullandığını, bu girişimin haksız fiil teşkil etmeyeceğini, davacı şirketin maddi ve manevi zarar iddiasının tümüyle haksız ve dayanaktan yoksun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, Yargıtay bozma kararı ve tüm dosya kapsamına göre, davalının muamele merkezinin yurt dışında bulunduğu ve Türk mahkemelerinin davayı görmek konusunda yargı hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.