Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/6382
Karar No: 2020/5605
Karar Tarihi: 02.12.2020

Danıştay 10. Daire 2019/6382 Esas 2020/5605 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2019/6382
Karar No: 2020/5605

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...

7- …
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar murisinin trafik kazası sonucunda kaldırıldığı ... Devlet Hastanesindeki yanlış teşhis ve tedaviler nedeniyle ölümüne sebebiyet verildiği iddiasıyla, davacılar tarafından zararlarına karşılık olmak üzere ... için 1.000,00 TL maddi ve her bir davacı için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınmış olan Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun … tarih ve … sayılı raporunda; "27/01/2013 tarihinde trafik kazası sonucu yaralandığı, ... Devlet Hastanesi'ne getirildiği, sol bacakta fraktür, yüzde sıyrıklar, belde YDT olduğu, GD iyi, bilincin açık olduğu, gözleme alındığı, ortopedi ve beyin cerrahi konsültasyonu istenildiği, TA:110/80 mmhg ölçüldüğü, Kraninal BT de Posterior fossa oluşumlarına ait acil patoloji izlenmediği, Supratentorial mesafede serebral parankime ventriküler sisteme ait acil patoloji izlenmediği, Lomber BT de corpus yükseklikleri intervertebral disk mesafeleri tabii, kemik yapılarda fraktür veya patolojik lezyon saptanmadığı, beyin cerrahi konsültasyonunda BBT de acil girişim gerekecek patoloji izlenmediği, lomber spondiloz gözlem önerildiği, ortepedi konsültasyonunda fibula bölgesinde ağrı olduğu, X-ray de; fibula prox. Kırık tespit edildiği, uzun bacak atele alındığı, Beyin cerrahi, göğüs cerrahi, kalp-damar cerrahi konsültasyon ve görmesinin uygun olacağının kayıtlı olduğu, kişinin önerilerle taburcu edildiği kayıtlı olup, fibula kırıklarında fibula arter yaralanmasının çok nadir görülen bir komplikasyon olduğu ve yaralanmanın tespit edilemeyeceği, yağ embolisinin de öngörülemez ve önlenemez bir klinik durum olduğu da dikkate alındığında, tedavisini yapan doktora kusur atfedilemeyeceği oy birliğiyle mütalaa olunur" şeklinde görüş beyan edildiği ve davacılar murisinde trafik kazası sonucunda çok nadir görülen bir komplikasyonun oluştuğu ve yaralanmanın tespit edilemeyeceği, oluşan klinik durumun önlenemez olduğu dikkate alındığında idareye atfedilecek bir hizmet kusuru olmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, tedaviye katılan tüm hekimler yönünden tedavinin tıbbi kurallara uygun yapılıp yapılmadığının inceleneceği bir rapor alınması gerekirken belirtilen bu hususa dikkat edilmeden hazırlanan rapor uyarınca temyize konu kararın verildiği, bilirkişi raporunu hazırlayan kurulda ortopedi uzmanının bulunmadığı ve bunun bir eksiklik olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Adli Tıp raporu uyarınca tedaviyi yapan hekime kusur atfedilmediğinden uyuşmazlıkta hizmet kusurunun bulunmadığı belirtilerek, davacıların temyiz istemlerin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacıların yakını 27/01/2013 tarihinde geçirmiş olduğu araç dışı trafik kazası sonrasında 112 acil servis ambulansı ile saat 10:00 sularında ... Devlet Hastanesine getirilmiş, acil serviste görevli hekim tarafından ilk müdahale yapılmasının akabinde ortopedi ve beyin cerrahi konsültasyonu istenmiş, beyin cerrahisi uzman hekimi tarafından acil girişim gerekecek patoloji saptanmadığı ve gözlem önerildiği belirtilmiş, ortopedi uzman hekimi tarafından ise fibula kemiğinde kırık olduğu tespit edilerek uzun bacak atele alınmış, göğüs cerrahi ve kalp-damar cerrahi uzman hekimlerinin konsültasyonunun uygun olacağı notu alınmış, gözlemden sonra acil serviste görevli hekim tarafından göğüs cerrahisi ve kalp-damar cerrahisi konsültasyonu istenmeden aynı gün saat 14:00'te davacıların yakını taburcu edilmiş ve eve götürülürken yolda rahatsızlanması üzerine kaldırılmış olduğu özel hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak vefat etmiş ve meydana gelen istenmeyen ölüm olayının davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı iddiasıyla da davacılar tarafından bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, başka bir ifadeyle zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
Diğer taraftan, idarelerin kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini sağlayacak organizasyonları yaparak yeterli araç ve gereçle donatılmış bina, tesis ve araçlarda hizmetin özelliğine uygun olarak seçilen ve yetişmiş personelle hizmeti yürütmek yükümlülüğünün bulunduğu da tartışmasızdır.
Zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı sağlık hizmetinde, idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için; zararın, idarenin hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Manevi tazminat, mal varlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, tatmin aracıdır. Olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Manevi zararın varlığı, sadece şeref, haysiyet ve onur kırıcı işlem ve eylemlere ya da kişilerin vücut bütünlüğünde meydana gelen sakatlık haline veya ölüm nedeniyle ağır bir elem, üzüntü duyulması şartına bağlı olmayıp, idarenin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetini gereği gibi eksiksiz olarak sunamaması nedeniyle ilgililerin yeterli hizmet alamamalarından dolayı üzüntü ve sıkıntı duymaları manevi zararın varlığı ve manevi tazminata hükmedilmesi için yeterli bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, İdare Mahkemesince ... Cumhuriyet Başsavcılığınca alınmış olan Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun … tarih ve … sayılı raporu uyarınca hizmet kusurunun bulunmadığından bahisle temyize konu davanın reddi yolundaki kararın verildiği görülmektedir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunun incelenmesinden ise, bahsi geçen raporda sadece acil serviste görevli olan hekimin kusuruna yönelik bir değerlendirme yapıldığı ve davacıların yakının takip, tedavi, kontrol ve diğer tıbbi işlemlerini yürüten diğer ilgili hekimler hakkında hiçbir değerlendirme yapılmadığı; davacıların yakınının ölümünün fibula kemiğinin kırılmasına bağlı komplikasyonlar olduğu belirtilmesine rağmen, raporda tedaviye iştirak eden ortopedi uzmanı olan hekimin uygulamalarının değerlendirilmediği ve ayrıca, raporu oluşturan kurulda ortopedi branşından bir uzman hekim bulunmadan tıbbi mütalaa verildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, dosyadaki belgelerin incelenmesinden, ortopedi uzmanı olan hekimin, göğüs cerrahisi ve kalp-damar cerrahisi konsültasyonu da istemiş olmasına rağmen, acil serviste görevli olan hekimin davacıların yakınını belirtilen uzmanlık alanlarına konsülte etmeden taburcu ettiği anlaşıldığından; bu hususa yönelik olarak da hükme esas alınan bilirkişi raporunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı ve belirtilen hususun acil serviste görevli bir hekimin kusuru niteliğinde olup olmadığının bilirkişi raporunda tartışılmamasının bir eksiklik olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, belirtilen hususlar yönünden de yapılan inceleme sonucunda düzenlenmiş olan bir bilirkişi raporu uyarınca karar verilmesi gerekirken; yukarıda bahsi geçen hususlar nedeniyle eksik incelemeye dayalı olarak hazırlandığı sonucuna varılan bilirkişi raporu uyarınca verilen davanın reddi yolundaki temyize konu kararda hukuki isabet bulunmamıştır.
Ayrıca, temyize konu kararda belirtilen ... Cumhuriyet Başsavcılığınca sağlık personeli hakkında yürütülen soruşturma neticesinde verilmiş olan kovuşturmaya yer olmadığına yönelik kararın .... Sulh Ceza Hakimliğinin … D. İş sayılı kararıyla kaldırıldığı davacıların temyize ek beyanlarıyla anlaşılmış olup; yeniden verilecek kararda bu hususa ilişkin de bir inceleme yapılması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi