21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/15882 Karar No: 2006/15266 Karar Tarihi: 14.12.2006
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/15882 Esas 2006/15266 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2006/15882 E. , 2006/15266 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Bolu İş Mahkemesi Tarih : 17.07.2006 No : 47-129
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 16.09.1996-30.08.2003 tarihleri arasında sigortalı olarak geçen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, bozma üzerine ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, 16.09.1996-30.08.2003 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığının tesbitini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiş ise de, bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Bozma kararına uyulması usulü kazanılmış hak doğurur ise de, usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine engel olacak hususlar, Yargıtay uygulaması ve öğretide de kabul edildiği üzere, kamu düzenine ilişkin kurallara aykırı gerekçeler taşıyan ya da maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulması halidir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2004/21-298 Esas 2004/252 Karar ve 05.05.2004 günlü, 2005/10-493 Esas 2005/647 Karar ve 23.11.2005 günlü kararları). Somut olayda, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kurum’a kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Ayrıca, işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Dosya içerisinde mevcut olan imzalı ücret bordrolarında davacının kısmi çalışmaları yer almış ve Kurum’a da aynı şekilde bildirim yapılmıştır. Ayrıca, yargılama sırasında davacı vekili tarafından verilen 14.06.2004 havale tarihli dilekçe ile ücret bordrolarındaki imzaların davacıya ait olmadığı ileri sürülmüştür. Bu durumda mahkemece, bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiği göz önünde tutularak ve ayrıca, maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulması halinde ve kamu düzenine ilişkin hususlarda kazanılmış hak ilkesinin uygulanamayacağı da dikkate alınarak, imza itirazı yapılan ücret bordroları üzerinde yöntemince uzman bilirkişiler aracılığı ile imza incelemesi yaptırılmalıdır. Yapılan inceleme sonucu, üzerindeki imzanın davacıya ait olduğu saptanan ücret bordrolarına geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine; ücret bordrosu ibraz edilmeyen veya imzalı olmayan ücret bordrolarındaki veya imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılan ücret bordrolarındaki süreler yönünden de istemin kabulüne karar vermek gerekirken, mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.