11. Hukuk Dairesi 2013/17087 E. , 2013/22812 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03.10.2013 tarih ve 2013/59-2013/59 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı (ihtiyati tedbir talep eden) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava HUMK"nın 3494 sayılı kanunla değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı (İhtiyati tedbir talep eden) vekili, müvekkilinin ELEMANONLİNE ibareli markası ve www.elemanonline.com.tr. İsimli internet sitesi bulunduğunu, davalıların ise iltibasa neden olacak şekilde www.elemanonline.net isimli internet sitesini kullandıklarını, eylemlerinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek, davalının internet sitesine erişimin dava sonuna kadar engellenmesini talep etmiştir.
Davalılar-karşı davacılar vekili, ELEMANONLİNE ibaresini ilk olarak müvekkillerinin kullandığını, 2008 yılında inançlı temlik ile alan adının devredildiğini ileri sürerek, davacı markasının hükümsüzlüğünü, ihtiyati tedbir olarak davacı-k.davalının internet sitesine erişimin durdurulmasını istemiştir.
Mahkemece, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda tarafların ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, Davacı-karşı davalı (İhtiyati tedbir talep eden) vekili, temyiz etmiştir.
1- Dava, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, ihtiyati tedbir kararının HMK’nın 391/2 maddesi uyarınca gerekçeli karar şeklinde yazılması gerekmektedir. Esasen Yargıtay denetiminin de gerekçeli karar üzerinden yapılması mümkündür. 1982 Anayasası’nın 141. maddesine göre, tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerekmektedir. Temyiz edilen kısa karar, bu hususları kapsamadığı gibi, ihtiyati tedbirin hangi gerekçe ile reddedildiği de karar metninden anlaşılamadığından temyiz denetimi mümkün değildir.
Bu itibarla, ihtiyati tedbirin reddine ilişkin karar HMK"nun 391/2. maddesi şartlarına uygun ve gerekçeli olarak düzenlemeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, ihtiyati tedbir talep eden vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle ihtiyati tedbir talep eden vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.12.2013 tarihinde çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Bir dava içerisinde ihtiyati tedbir talebinde bulunulması halinde, bu istemin reddine dair kararlar “ara kararı” niteliğinde olup bu nitelikteki ara kararlarının eğer infazı söz konusu değilse gerekçeli karar formatında yazılmasına gerek yoktur. HMK’nın 391/2. maddesi ihtiyati tedbir talebinin kabulü haline, bir diğer söyleyişle infazı gereken ihtiyati tedbir kararlarına ilişkin olup ancak bu nitelikteki kararlarda bulunması zorunlu unsurlara işaret eden bir yasa maddesi niteliğindedir. Bu nedenle, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararları bakımından da söz konusu yasa hükmünün geçerli olduğu kabul edilemeyeceği gibi HMK’nın 297. maddesindeki “hüküm” niteliğindeki kararlarda yer alması gereken unsurların bulunması gerektiğinden de söz edilemez.. Keza, HMK’nın Uygulama Yönetmeliği’nde de, bu nitelikteki kararlar bakımından, Daire çoğunluğunun aradığı nitelikte bir format öngörülmemiştir. Elbette ki, Anayasa’nın 141/3. maddesi uyarınca mahkemelerin verdiği her türlü kararın ve bu arada ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararlarının da gerekçe taşıması gerekir. Yargıtay’ın müstakilen temyiz yolu açık bulunan ara kararı niteliğindeki ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin kararlar üzerindeki temyiz incelemesinin de söz konusu ara kararında da yer alması gereken işbu “gerekçe” üzerinden gerçekleştirilmesi gerekli ve yeterlidir.
Tüm bu yasal, gerektirici ve mantiki nedenler karşısında, Dairemiz çoğunluğunun “kararın gerekçeli karar şeklinde yazılması” gereğine işaret eden bozma gerekçesine katılmayı olanaklı görmüyorum. Ancak, mahkemece verilen ihtiyati tedbir isteminin reddine dair ara kararının Anayasa’nın 141. maddesine uygun bir gerekçe taşımadığı açıkta orada olup, dava ve karşı davadaki ihtiyati tedbir istemlerinin reddine dair kararın salt bu nedenle bozulması görüşündeyim.