12. Hukuk Dairesi 2019/11933 E. , 2020/6164 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçlu şirket vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediği ileri sürülerek tebliğ tarihinin düzeltilmesinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince, şikayetin kabulü ile ödeme emrinin 06.02.2018 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emrinin şikayetçi borçlunun Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı bulunan adresine gönderildiği, Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre yapılan tebligatta usule aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile alacaklının istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. ve 13. maddelerinde düzenlenmiş olmakla borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese aynı Kanununun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir.
Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
Tüzel kişiler adına ticaret sicilindeki adreslerine gönderilen tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun, Tebligat Yönetmeliği"nin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi, gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz. Ancak, Kanunun 21/1. maddesine göre tebligat yapılması halinde, tebliğ memuru, tebliğ evrakını tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de, mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. Ayrıca, Kanunun 21/1. maddesine göre tebliğ memuru tebliğ edilecek evrakı önce muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veya zabıta amir ve memurlarına imza karşılığında tebliğ eder, ardından tebliğe ilişkin ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. Bu silsilenin takip edilmemesi durumunda tebligat yapılacak kimsenin tebliğ evrakını kimden alacağını tespit etmesi mümkün olmayacaktır.
Somut olayda, borçlu şirketin ticaret sicilindeki adresine, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre “Tevziat saatlerinde gösterilen adrese gidildi. Muhataba adreste rastlanmadı. Tebliğ imkansızlığı nedeni ile TK 21 gereği kapısına 2 nolu haber kağıdı asıldı. En yakın komşusuna ...(isim yok) haber verildi. Muhtarlık olmadığından evrak ... Emniyete sevk edildi” şerhi ile ödeme emrinin tebliğ edildiği, ancak haber bırakılan komşunun ad ve soyadının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yine her ne kadar tebliğ evrakının emniyete bırakılması mümkün ise de TK’nun 21/1. maddesindeki sıraya uyulmaksızın, önce 2 nolu haber kağıdının yapıştırılıp ardından tebliğ evrakının Emniyet’e bırakılması usulsüzdür.
Diğer yandan, TK’nun 21/1. maddesi uyarınca tebliğ evrakının imza mukabilinde muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına teslim edileceği düzenlenmiş olup, TK"nun 23. maddesinin 9. bendi gereğince de "tebliğ evrakı kime verilmiş ise onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzası" tebliğ evrakında bulunması zorunlu unsurlardandır (Hukuk Genel Kurulu’nun 08/10/2008 tarih ve 2008/12-536 E., 2008/574 K. sayılı kararı). Şikayete konu tebliğ evrakında, evrakın teslim edildiği memurun imzasının da bulunmadığı görülmektedir. Dolayısıyla bu yönden de tebliğ işlemi usulüne uygun değildir.
O halde, ilk derece mahkemesinin şikayetin kabulüne ilişkin kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 26.06.2019 tarih ve 2018/1671 E. - 2019/1558 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01/07/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.