Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2020/183 Esas 2020/3225 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/183
Karar No: 2020/3225
Karar Tarihi: 18.02.2020

Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2020/183 Esas 2020/3225 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme kararı, kasten yaralama suçundan mahkumiyet hükmü ile sonuçlanmış, ancak sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunmasına rağmen, tekerrür hükümlerinin uygulanmaması aleyhe temyiz konusu yapılmamıştır. Ancak kararın hükme bağlanırken gerekçelerinin yetersiz olduğu, mağdurun yaralanması konusunda çelişki olduğu ve raporların yetersiz olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri şunlardır: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3. maddesi, 5271 sayılı CMK'nin 34, 230 ve 289. maddeleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05/05/2015 tarih ve 2014/145 Esas sayılı kararı, 5237 sayılı TCK'nin 53, 58, 86 ve 87. maddeleri, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ve CMUK'un 321 ve 326/son maddeleridir.
3. Ceza Dairesi         2020/183 E.  ,  2020/3225 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kasten yaralama
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunduğu halde hakkında 5237 sayılı TCK"nin 58. maddesindeki tekerrür hükümlerinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    1)Sanık hakkında hüküm kurulurken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Hadjianastassiou/Yunanistan, 16.12.1992; Van de Hurk/Hollanda, 19.04.1994; Hiro Balani/İspanya 09.12.1994; Ruiz Torija/İspanya, 09.12.1994) kararlarında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3. maddesinde, 5271 sayılı CMK"nin 34, 230 ve 289. maddeleri ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05/05/2015 tarih ve 2014/145 Esas sayılı kararı uyarınca, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde açık olması ve Yargıtayın bu işlevini yerine getirebilmesi için, sonuca etkili tüm argümanların, kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken bu ilkelere uyulmadan gerekçeden yoksun olarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2)Mağdur hakkında düzenlenen Turgutlu Devlet Hastanesinin 26.06.2011 tarihli geçici raporunda ""Alında 10 cm kenarlı düzensiz kesi, burun üzerinde 1,5 ve 2 cm kenarları düzensiz kesi, os nazale fraktür mevcut, alında 2 cm x 3 cm abrazyon, sol şakakta 2 cm x 3 cm abrazyon mevcut, hayati tehlikesi yoktur, kati rapor beyin cerrahisi ve kulak burun boğaz uzmanı tarafından verilecektir."" rapor edildiği, aynı yerden yargılama sırasında alınan 25.09.2013 tarihli Beyin ve sinir Cerrahisi uzmanı kesin raporunda ""Basit tıbbı müdahale ile giderilebilir"" belirtildiği, KBB uzmanı tarafından düzenlenen raporda ""os nazal grafi normal" olduğu belirtildiği böylece mağdurdaki yaralanma konusunda çelişki olduğu ve sabit iz konusunda bir belirlemenin olmaması, kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etki derecesinin gösterilmemesi nedenleriyle rapor içeriklerinin yetersiz olduğu anlaşılmakla, mağdura ait tüm film, grafi, hastane evrakları ve tüm tedavi evraklarının en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğüne sevki ile yaralanmasına ilişkin 5237 sayılı TCK"nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre rapor alınması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    3)Kasti suçtan verilen hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkın dikkate alınmasına, 18.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.