3. Hukuk Dairesi 2017/12778 E. , 2017/9669 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve temyiz edilmeksizin kesinleşen hükmün ... kanun yararına bozulması istenilmekle, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava; harici taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden;
Mahkemenin 22.10.2008 tarih ve 2008/237 esas-2008/250 karar sayılı ilamı ile, davacı vekilinin 22/10/2008 tarihli duruşmada davadan feragat etmiş olduğu gerekçesiyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
07/04/2009 tarihinde Adalet Başmüfettişliği"nce yapılan denetimde, düzenlenen rapora göre .... ASliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/237 esas-2008/250 karar sayılı dosyasında, davacı vekilinin sunmuş olduğu vekaletnamede vekile açıkça feragat yetkisinin verilmediğinin belirlendiği, bu itibarla vekaletnamesinde açıkça feragat yetkisi olmayan vekilin duruşmadaki feragat beyanına göre davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, HUMK"un 427/6. Maddesi gereğince aleyhe tesir etmeden kanun yararına bozulması konusunda gereğinin takdir ve ifası için Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmiştir.
Bunun üzerine dosya Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü"ne üst yazı ile gönderilmiş olup Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü"nün 04/11/2013 tarihli yazısı ile; Beykoz 2. ASliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/237 esas-2008/250 karar sayılı kararının, davacı vekiline, 04/11/2008 tarihinde mahkeme kaleminde, kararın üzerine şerh düşülmek suretiyle tebliğ edilmek istendiği ancak kararı tebliğ eden memurun adı, soyadı ve sicil numarasının yazılı olmadığı, bu durumda yapılan tebligatın yasal düzenlemeye uygun olmadığı, nitekim söz konusu karar üzerinde kesinleşme şerhi de bulunmadığı, buna göre Tebligat Kanunu"na uygun olarak tebliğ olunmayan kararın kesinleşmiş olduğundan bahsedilemeyeceği, kararın taraflara usulüne uygun olarak tebliği halinde tarafların yasal süresi içinde sonuca etkili bir kanun yolu olan olağan temyiz yoluna başvurmalarının mümkün bulunduğu, bu itibarla HUMK"un 427/6. Maddesi gereğince, kanun yararına temyiz yoluna ancak kesin olarak verilen veya temyiz edilmeksizin kesinleşen hükümler aleyhine başvurulabileceğinden, Beykoz 2. ASliye Hukuk Mahkemesi"nin kesinleşmemiş bulunan söz konusu kararının kanun yararına bozma istemine konu edilmediği belirtilerek, dosya, gereğinin ifası için Cumhuriyet Başsavcılığı kanalıyla, mahkemesine tevdii edilmiştir. ./..
Bunun üzerine Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, ilgili karar bizzat davacı vekiline, mahkeme kaleminde usulüne uygun şekilde 15.01.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Bu işlmeler sırasında davacı asil mahkemeye sunduğu, 03.01.2014 havale tarihli dilekçesi ile, avukatı ..."e davadan feragat ettiğini beyan etmesi ve avukatına da davadan feragat etmesi yönünde talimat vermiş olması nedeniyle, davadan feragat edilmiş olduğunu bildirmiştir.
Gerekçesi kararın davacı vekiline tebliğinden sonra dosya yeniden Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı kanalıyla Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Gelen Müdürlüğü"ne gönderilmiş olup, bu defa hüküm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına temyiz edilmiştir.
Dairemizin 17.11.2015 tarih, 2014/21186 esas,2015/18138 karar sayılı ilamı ile, "...Davacı taraf, 03.01.2014 tarihli dilekçesinde, kendisinin verdiği talimat ve yetki üzerine vekilinin davadan feragat ettiğini belirtmiştir. Dilekçenin davacı asil tarafından verilip verilmediğinin saptanabilmesi için, kimlik tespitinin yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla iş bu dilekçesinin bizzat davacı tarafça verildiği hususunda kimlik tespitleri yapılıp, dilekçeye şerh verildikten sonra gönderilmesi için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine" karar verilmiştir.
Mahkemece, geri çevirme kararı üzerine, davacı asilin kimlik tespiti yapılmış ve 03/01/2014 havale tarihli davadan feragat dilekçesinin ve altındaki imzanın davacıya ait olduğuna dair beyanı alınmak suretiyle, dosya yeniden Dairemize gönderilmiştir.
Davadan feragat, HMK"nun 307. maddesinde; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmıştır.
Aynı yasanın 311. maddesinde ise, feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı açıklanmıştır.
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Ancak, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelemesine usulen engel oluşturan feragat hakkında bir karar verme yetkisi ise hükmü veren mahkemeye aittir.
Somut olayda, davacı asilin, vekilin feragat beyanından önce, avukatına (vekiline) davadan feragat etmesi yönünde talimat verdiği ve avukatın bunun üzerine feragat beyanında bulunduğuna dair yazılı beyanı (dilekçesi) gözetildiğinde, vekaletname ile feragat konusunda özel olarak yetkili kılınmamış olsa dahi vekilin feragat beyanının geçerli olduğu anlaşılmaktadır.
Şu durumda, mahkemece, davanın feragat nedeniyle reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre,..... kanun yararına bozma isteği yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenle..... hükmün kanun yararına bozulması talebinin REDDİNE dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay ... İADESİNE, 12.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.