Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/9241 Esas 2010/13898 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/9241
Karar No: 2010/13898

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/9241 Esas 2010/13898 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/9241 E.  ,  2010/13898 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SUNGURLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 17/04/2008
    NUMARASI : 2005/471-2008/145

    Taraflar arasında birleştirilerek  görülen davada;
    Davacılar, miras  bırakanları adına kayıtlı 123 parsel ile davalılar murisi adına kayıtlı 127 parselin öncesinde bir bütün iken tarafların miras bırakanları tarafından yapılan harici ve fiili taksim sonucunda yıllardır aynı sınırlar ile kullanıldığını ve bu sınırlara göre iyiniyetli olarak bina yaptıklarını, yaptıkları binanın davalılara ait taşınmaza tecavüzlü olduğunun belirlendiğini ileri sürerek, tecavüzlü kısmın muhik bedel karşılığında D.. adına tescilini istemişlerdir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, davalılardan O. ve D. birleşen davada davacılar (karşı davalılar) aleyhine elatmanın önlenmesi ve yıkım talebinde bulunmuşlardır.
    Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise müdahale sabit görülerek kısmen kabulüne karar  verilmiştir.
    Karar, davacılar D.-H.ve davalı O. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Asıl dava, temliken tescil, birleşen dava ise elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar  verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; asıl davada Türk Medeni Kanununun 724.maddesindeki koşulların gerçekleşmediği gözetilerek, asıl davanın davacıları D.ve H."in temliken tescil davalarının reddi doğru olduğundan, D. ve H."in temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Birleşen davanın davacılarından O."ın temyizine gelince; D. ve H. A. tarafından asıl dava ile temliken tescil davası açıldıktan sonra, D. ve O. A. tarafından 2005/451 Esas  sayılı dava ile 127 sayılı parsele elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli dava açılmış, getirtilen kayıtlardan 127 parsel sayılı taşınmazın D. ve O."ın miras bırakanı adına 123 sayılı parselin ise D. ve H. murisi adına kayıtlı olduğu, bu taşınmazların öncesinin bir bütün iken ifraz sonucu 2 parçaya ayrılıp 123 parseldeki binanın kadastro sonrası D.  tarafından yapıldığı ve 127 parsele tecavüzlü olduğu dosya kapsamı ile sabittir.
    Öyle ise, 123 parselde yapılıp da davacıların miras bırakanı adına kayıtlı taşınmaza  taşkın binanın kadastrodan sonra yapıldığı anlaşıldığından ve iyiniyet iddiası dinlenemeyeceğinden binanın tecavüzlü kısmının yıkımına karar  verilmesi gerekeceğinde kuşku yoktur. Diğer taraftan, birleşen davanın davacıları, taşınmazlarına davalı H. tarafından duvar yapıldığını ileri sürmüşler, elatmanın önlenmesi ve duvarın yıkımını istemişlerse de, söz konusu duvarın H. tarafından yapıldığını kanıtlayamamışlar, Halit tarafından yapıldığına dair bilgi ve belge de sunamamışlardır. Elatmanın haksız eylem niteliğinde olup, bu tür davaların haksız eylemi yapan kişiye açılacağı da tartışmasızdır.
    Hal böyle olunca, eksik  araştırma ve soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu  üzere karar  verilmesi doğru değildir. O.."ın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  23.12.2010  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

     

     

     

     

     


     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.