Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/5799
Karar No: 2015/1269

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/5799 Esas 2015/1269 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/5799 E.  ,  2015/1269 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA KONUSU : ............. Köyü, 102 ada 1 sayılı parsel

    Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 09/01/2014 gün ve 2013/8712 - 2014/260 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 22.07.2008 ilâ 21.08.2008 tarihleri arasında ilân edilen kadastro sırasında ............. Köyü, 102 ada 1 parsel sayılı 111 hektar 9963,93 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfıyla .............. adına tespit edilmiş ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
    Davacı, 04.12.2008 tarihli dilekçesi ile babası ve amcalarından kalan 20 parça tapulu taşınmazların kadastro sırasında orman parselinde bırakıldığını, kendisi adına yalnızca 850,44 m² yüzölçümündeki taşınmazın tesbit edildiğini ileri sürerek, murislerinden kalan tapulu taşınmazların kendisi adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, davaya edilen taşınmazın 102 ada 1 sayılı orman parseli içinde kaldığı ve dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; davacı ...’nun temyizi üzerine, Dairece “…dava konusu taşınmazın 2008 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, davacının dayandığı tapu kaydı miktarının 13785,00 m² olup, sabit sınırlı olmadığı, tapu kaydının dava konusu yeri kapsadığının düşünülemeyeceği, davacının dayandığı tapu kaydı dava konusu taşınmaza uysa dahi, 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş olduğu anlaşılarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı …” belirtilerek hüküm onanmıştır.
    Davacı ... bu kez kararın düzeltilmesini istemiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış ve 22.07.2008 - 21.08.2008 tarihleri arası ilân edilerek kesinleşmiştir.
    Mahkemece, davaya konu yapılan taşınmazın orman sayılan yer olduğu gerekçesiyle davacı ...’nun açtığı davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece, 28.04.2011 tarihinde yapılan keşifte görev alan orman bilirkişi .................... asıl raporunda; davacı ...’nun davaya konu yaptığı ve 102 ada 1 sayılı orman parseli içinde yer alan ve krokide (A) harfi ile gösterilen 83748,30 m² yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün orman sayılan, krokide (B) harfi ile gösterilen bölümünün ise orman sayılmayan yer olduğunu, aynı bilirkişi 16.02.2012 tarihli ek raporunda ise; krokide (A) bölümünün orman sayılan, krokide (B), (C) ve (D) harfleriyle gösterilen bölümlerin ise bu yere ait stereoskopik (üç boyutlu) olarak çekilen 1954 tarihli hava fotoğrafının çakıştırılması sonucunda stereoskop ile elde edilen üç boyutlu görüntünün incelenmesi sonucunda tarım arazisi ve orman sayılmayan yer olduğunu ifade etmiştir. Mahkemece, 03.04.2013 tarihinde yapılan ikinci keşifte görev alan orman bilirkişi .................. ise; 1955 yılı çekimli hava fotoğrafının stereoskop aletten yararlanarak üç boyutlu görüntü elde edilerek yapılan incelemede, parselin orman ağaç ve ağaçcığı ile kaplı ormanlık alan kapsamında kaldığı ve taşınmaz üzerinde orman içi açıklık olmadığının belirlendiği beyanla, davacı ... ................’nun davaya konu yaptığı 83749,29 m² yüzölçümündeki taşınmazın tamamının orman sayılan yer olduğunu ifade etmiş, ancak, raporda ilk keşifte alınan bilirkişi raporu irdelenmemiş ve aradaki çelişkinin nedenleri de açıklanmamıştır. Bu durumda, raporlar arasında çelişki oluştuğundan, mahkemece bu çelişki giderilmeden orman bilirkişi ..................’in raporuna itibar edilerek hüküm kurulması doğru değildir.
    Şüphesiz, taşınmazın orman sayılmayan yer olması, bu yerin davacı adına tescili için yeter sebep değildir. Davaya konu taşınmazın davacı adına tescili için taşınmazın orman sayılmayan yer olması yanında, davaya konu yapılan taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydı kapsamında kalması veya tapu kaydı dava konusu yere ait değilse veya taşınmaz tapu kaydı kapsamı dışında kalsa, zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacı yararına oluşması gerekmektedir. Ancak, tapu kaydı uygulaması yönünden ve zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden yapılan inceleme, araştırma ve uygulama da yetersizdir.
    O halde, doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle, davacı ...’nun dayandığı 23 Temmuz 1956 tarih, 42 sıra numaralı tapu kaydının dayanağı evraklar ile ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile varsa haritası, en eski tarihli hava fotoğrafı ile bu hava fotoğrafı kullanılarak üretilmiş memleket haritası, davaya konu yapılan taşınmaz bölümüne komşu olan bütün parsellerin kadastro tespit tutanakları ile varsa dayanağı olan belgeler (tüm tesis ve tedavülleri ile birlikte) getirtilmeli, yine kadastro tespit tarihi olan 17.07.2008 tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait en az 3 hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları istenilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ile önceki keşiflerde görev almayan halen .... ve ......... İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman üç kişilik orman mühendisleri kurulu, bir ziraat mühendisi ve bir harita-jeodezi ve fotogrametri uzmanından oluşan bilirkişi heyeti marifetiyle, yeniden keşif yapılmalı, getirtilen belgeler dava konusu taşınmaz bölümü ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmaz bölümünün öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; en eski tarihli hava fotoğrafı stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz bölümünün konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli ve bozmadan önceki raporlar ile sunacakları rapor arasında çelişki varsa, bu çelişkilerin nedenlerini de açıklayacak şekilde rapor alınmalı; dayanak tapu kaydındaki yazılı sınırlar yerel bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişilerce gösterilemeyen sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıkların zeminde gösterdiği sınırlar teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, keşfe götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir biçimde kroki düzenlettirilmeli ve davaya konu taşınmaz bölümü tapu kaydı kapsamında kalsa dahi taşınmazın eski tarihli resmî belgelerde orman sayılan yerlerden olması halinde tapu kaydının hukukî değerinin bulunmadığı düşünülmelidir.
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, davaya konu taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı ve tamamen veya kısmen tapu kaydı kapsamında kalmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; kadastro tespit tarihi olan 17.07.2008 tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait en az 3 hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinden bilirkişilere bilimsel yöntemlerle (hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeği harita çizim programları aracılığıyla eşitlenerek çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi, hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle) inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın imar-ihyasına en erken ne zaman başlanıldığının ve ne zaman tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, uzman ziraat mühendisinden; çekişmeli taşınmaz bölümünün toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısı mukayese edilmek suretiyle ve taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, rapor ekinde taşınmazı değişik yönlerden çekilmiş komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğrafların eklenmesi istenilmeli, tanık ve yerel bilirkişiler taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp ve bu ifadeler yakın taşınmaz tutanak ve dayanaklarıyla bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanacak söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, (murisler) yönünden de aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar eksik inceleme, araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu hükmün onandığı anlaşıldığından, davacı ...’nun karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ...’nun karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 09/01/2014 gün ve 2013/8712 - 2014/260 sayılı ONAMA KARARI KALDIRILARAK, 13/06/2013 gün ve 2012/497 - 2013/338 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/03/2015 günü oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi