11. Hukuk Dairesi 2012/736 E. , 2013/536 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15.09.2011 tarih ve 2010/671-2011/411 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin müvekkilinden tahsil ettiği prayı geri ödemediğini, müvekkilinin davalı aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davanın lehine sonuçlanarak kesinleştiğini ileri sürerek, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 27.04.2009 tarih ve 1 O 231/08 sayılı kararı ile masraf tespit kararının tenfizini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kararının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, kamu düzenine ve TTK"nun 329 ve 405. maddelerine aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, gerek dava dilekçesi gerekse mahkeme kararının usulüne uygun tebliğ edildiği, temyiz yoluna başvurulmadan kesinleştiği, kararın kamu düzenine açıkça aykırı olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Ancak, tenfiz davalarının eda davası değil tespit davası niteliğinde olması nedeniyle, mahkemece yargılama harcı ile davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinin, nispi değil maktu olarak belirlenmesi gereklidir. Bu durum karşısında mahkemece, nispi harç ile davacı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değilse de yapılan bu yanlışlığın giderilmesi, yargılamanın yeniden icrasını gerektirmediğinden, mülga HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının 3. bendinde yer alan tüm ibarelerin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, çıkarılan bu ibareler yerine “Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 18,40 TL harç için peşin alınan 1.034,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 1015,65 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,” ibarelerinin eklenmesine, yine yerel mahkeme kararının 4. bendinde yer alan "başlangıç gideri 1.079,35 TL" ibaresi yerine "başlangıç gideri 63,70 TL", "toplam 1.089,35 TL" ibaresi yerine "toplam 73,70 TL" ibaresinin eklenmesine, ayrıca yerel mahkemenin kararının 5. bendinde yer alan "7.440,48 TL" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine "1.100 TL" ibaresinin eklenmesine, kararın HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.