2. Hukuk Dairesi 2014/2598 E. , 2014/3952 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Elmadağ Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ :22.01.2013
NUMARASI :Esas no:2012/49 Karar no:2013/20
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından; maddi tazminatın reddi, manevi tazminat miktarı, nafakalar ve kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 TBK.md.50 ve 52 ) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek davacı kadın için dava tarihinden, yanında bulunan müşterek çocuk 25.06.2012 doğumlu Elif Naz için doğum tarihinden itibaren uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
4-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK.m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir.
5-Kararla müşterek çocuğun velayeti davacıya bırakılmıştır. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK. md. 182/2) Hakim, bu hususu boşanmaya karar verirken, talep olup olmadığına bakmaksızın re"sen gözetmek zorundadır. Buna göre; velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk için davalının gücüne göre iştirak nafakası ile sorumlu tutulması gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru olmamıştır.
6-Velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk 25.06.2012 doğumlu Elif Naz"ın çok küçük olup, anne bakım şefkatine muhtaç olduğu gibi halen anne sütüyle beslenmekte olduğu anlaşılmaktadır. Elif Naz"ın bu hali dikkate alındığında, davalı baba ile kurulan kişisel ilişki süresi çok fazladır. Küçüğün baba ile kurulacak kişisel ilişki süresinde yaşı, beslenme durumu ve sair yönler de dikkate alınarak daha uygun süreli bir kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi yanlış olmuştur.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3, 4, 5 ve 6. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi. 26.02.2014 (Çrş.)