Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1530
Karar No: 2020/58
Karar Tarihi: 23.01.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1530 Esas 2020/58 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1530 E.  ,  2020/58 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I.YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili, müvekkilinin Akdeniz Üniversitesi Kampüsünde bulunan dükkanı kullanırken davalının müvekkilinin haksız işgalci olduğu gerekçesi ile ecrimisil istemli dava açtığını, yargılama sonunda mahkemece müvekkilinin haksız işgalci olduğuna ve müdahalenin önlenmesi ile 16.412,56TL ecrimisil bedelinin davalıya ödenmesine karar verildiğini, ilamdaki alacağın Antalya 3. İcra Müdürlüğünün 2011/2405 E. sayılı dosyasında icra takibine konu edildiğini ve müvekkili tarafından ödendiğini; yine davalının Antalya 10. Noterliğinin 13532 yevmiye sayılı ihtarnamesinde mahkeme tarafından belirlenen aylık ecrimisil bedelini müvekkilinden talep ettiğini ve müvekkilinin de istirdat hakkını saklı tutarak ihtarnamede talep edilen 56.000,00TL"yi davalının hesabına havale ettiğini, davalının tahliyeye ilişkin kararı Antalya 10. İcra Müdürlüğünün 2011/7034 E. sayılı dosyasında takibe koyduğunu, müvekkilinin taşınmazı tahliye ettiğini, tahliye ederken de taşınmaz içerisinde bulunan malların 156146 ve 156147 nolu iki fatura ile toplam 19.000,00TL bedelle davalıya satılıp teslim ettiğini, fakat bedelinin ödenmediğini, müvekkilinin 14.04.2011 ile 02.09.2011 tarihleri arası döneme ilişkin 16.849,72TL ecrimisil bedelini de davalıya ödediğini, Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/14 E., 2010/446 K. sayılı kararının temyizi üzerine Yargıtay incelemesi sonucunda davalının söz konusu davayı müvekkiline yöneltemeyeceği gerekçesi ile kararın bozulduğunu ve mahkemece bozma kararına uyularak davanın reddine karar verildiğini, müvekkilinin Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/14 E. sayılı dosyasında hüküm altına alınan ve Antalya 3. İcra Müdürlüğünün 2011/2405 E. sayılı dosyasına konu edilen ecrimisilin iadesini bahsi geçen dosyada talep ettiğini, ödemiş olduğu 56.000,00TL ile 16.849,72TL ecrimisil bedeli ve mal satışından kaynaklanan 19.000,00TL değerinde fatura alacağını ise Antalya 15. İcra Müdürlüğünün 2011/13034 E. sayılı dosyasında icra takibine konu ettiğini, fakat davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek, haksız itirazın iptali ile davalının alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığını, dava dışı üniversitenin ihaleyi kazanan şirketlerden ihale bedelini peşin olarak aldığını, bu sebeple müvekkilinin maddi talepleri bakımından dava dışı Akdeniz Üniversitesinin halefi konumunda olduğunu, davacının taşınmazı kullandığınıve kullanma bedelini ödemek zorunda olduğunu, aksi takdirde haksız kazanç sağlayacağını, tahsil edilen bedelin rayiç değer olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    6. Antalya 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.03.2013 tarihli ve 2012/207 E., 2013/69 K. sayılı kararı ile; Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/14 E. sayılı kararının temyizi üzerine Yargıtay tarafından bozulmuş, bunun üzerine davacı tarafça icra dosyasında ödenen ecrimisil bedeli için icra dosyası kapsamında iade talep edilmiş, ilam konusu olmayan döneme ilişkin ödenen ecrimisil bedelleri ve fatura ile satılan malların bedeli ise bu davaya konu Antalya 15. İcra Müdürlüğünün 2011/13034 E. sayılı dosyasında takip konusu yapıldığı, davalı taraf her ne kadar taşınmazın müvekkili tarafından ihale ile alındığı dönem öncesinden itibaren davacı tarafından kullanıldığı bu nedenle davacının kullandığı döneme ilişkin ecrimisil bedelini ödemek zorunda olduğu, müvekkilinin ihale ile taşınmazın kiralama yetkisini kendisine veren dava dışı Akdeniz Üniversitesinin halefi olarak bu bedeli talep etmeye hakkının bulunduğu, aksi takdirde davacının bedel ödemeksizin dükkanı kullanmakla haksız zenginleşeceğini savunmuş ise de, Yargıtay bozma kararında da açıkça belirtildiği gibi davaya konu taşınmaz ihale tarihinden önceki bir tarihten beri davacı tarafça kullanılmakta olup, esas mal sahibi olan Akdeniz Üniversitesi tarafından taşınmaz boş bir şekilde tahliye edilerek davalıya teslim edilmediği, davalı alt kiracı ya da ferî zilyet sıfatını kazanmamış olmakla ihalenin kendisine yüklediği yasal koşulları yerine getirmeyen Akdeniz Üniversitesine karşı ileri sürebileceği şahsî haklarını davacıdan talep edemeyeceği, buna göre de davacı tarafından davalıya yapılan ecrimisil ödemeleri bedelsiz ve haksız yapılmış olduğundan davacının bunların iadesini istemekte haklı olduğu, davacı tarafından tahliye esnasında davalıya fatura ile satılıp teslim edilen ve toplam bedelinin 19.000,00TL olduğu tartışmasız olan mal bedelini de davacının davalıdan talep etmeye hakkı bulunduğu gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun itirazının kısmen iptaline takibin 91.849,00TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, haksız itiraz edilen alacağın takdiren %40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Antalya 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 3. Hukuk Dairesince 20.01.2014 tarihli ve 2013/20513 E., 2014/560 K. sayılı kararı ile;
    Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile, “…Ancak, İcra İflâs Kanunu"nun 67. maddesi hükmüne göre; itirazın iptaline karar verilmesi halinde alacaklı taraf yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklı tarafın haklılığının tespit edilmiş olması yeterli olmayıp alacağın da likit ve muayyen başka bir deyişle taraflarca önceden belirlenmiş veya basit bir işlemle hesaplanabilecek nitelikte olması, miktarının belirlenebilmesi için yargılamanın gerekmemesi zorunludur.
    Somut olayda, davacının ecrimisil ödemek ile sorumlu olmadığı Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/14 E., 2010/446 K. sayılı dosyası ve Yargıtay bozması sonrası belirlenmiş olup bu durumda alacağın likit ve muayyen olduğundan bahsedilemez. Bu nedenle davacının icra inkâr tazminatına ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmiş olması doğru görülmemiş, davalının temyiz itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
    Direnme Kararı:
    9. Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.11.2014 tarihli ve 2014/1374 E., 2014/568 K. sayılı kararı ile önceki gerekçeler yanında “…İİK’nın 67/2 maddede öngörülen icra inkâr tazminatı için alacağın likit nitelikte olmasından amaç alacağın miktarının borçlu tarafından bilinmesi veya bilinebilecek nitelikte olması yeterlidir. Eldeki dava yönünden Yargıtay tarafından alacağın belirlenebilir nitelikte olmayıp 5. Asliye Hukuk Mahkemesindeki yargılama ve Yargıtay"ın temyiz üzerine verdiği kararla haksızlığın belirlendiği gerekçesi ile icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceği belirtilmiş ise de icra dosyası ve davada talep edilen alacağın tamamı ecrimisil iadesi olmayıp 19.000TL"si davalıya fatura ile satılan mal bedeli olduğu gibi ecri misil yönünden de davalı tarafça davacıdan tahsil edilen toplam ecrimisil bedeli açıkça bilinmekte olup, alacağın belirli olmadığı iddia edilemeyeceği gibi haksızlığın yargılama sonunda belirlendiğinden bahisle likit nitelikte olmadığını kabul etmek icra inkâr tazminatının ruhuna ve özüne de aykırıdır. Çünkü bütün davalarda itirazın haksız nitelikte olup olmadığı yargılamayı gerektirmektedir. Bu nedenlerle de davalının itirazda haksız olduğu açık olduğu gibi yine davacıya iade etmesi gereken ecrimisil bedelini ve ödemesi gereken fatura bedelini de bildiği açık olmakla alacak likit nitelikte olduğundan icra inkâr tazminatına hükmetmek gerektiği…” gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Dava konusu alacağın likit ve belirli olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre mahkemece davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde;
    Bilindiği üzere hukuki yarar dava şartı olduğu kadar, temyiz istemi için de aranan bir şarttır.
    Davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazları Özel Dairece incelenip reddedildiğinden kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı yanın kesinleşmiş yönlere ilişkin olarak direnme kararını temyizinde hukuki yarar bulunmamaktadır.
    O hâlde davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmelidir.
    13. Davalı vekilinin icra inkâr tazminatına ilişkin temyiz talebinin incelenmesine gelince;
    Uyuşmazlığın çözümü için icra inkâr tazminatına ve onun koşullarından biri durumundaki alacağın likit olup olmadığına ilişkin genel açıklamaların yapılmasında yarar görülmüştür.
    14. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nin 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir ( Kuru, B.:İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223).
    15. Yargıtay Dairelerinin ve Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında İİK’nin 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
    16. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
    17. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.02.2013 tarihli ve 2012/19-599 E., 2013/145 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
    18. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde;
    Dava, davalıya ödenen ecrimisil bedellerinin karşılıksız kaldığı ve fatura bedellerinin ödenmediği ileri sürülerek, davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile davalının alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi istemlerine ilişkin olup, davalının Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/14 Esas sayılı dosyasında hüküm altına alınan ve Antalya 3. İcra Müdürlüğünün 2011/2405 E. sayılı dosyasında takibe konu edilen 56.000,00TL ile 16.849,72TL ecrimisil bedeli ile mal satışından kaynaklanan 19.000,00TL değerinde fatura alacağını (Antalya 15. İcra Müdürlüğünün 2011/13034 E. sayılı dosyasında takibe konu edilen) bilmesi gerektiği, bu durumda davalının davacı tarafça başlatılan icra takibine itirazında haksız olduğu açık olduğu gibi, davalının davacıya iade etmesi gereken ecrimisil bedellerini ve ödemesi gereken fatura bedelini de bildiğinin kabulü gerekmiş olmakla, mahkemece alacağın “likit” nitelikte olduğu kabul edilerek icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir.
    19. Eş söyleyişle, icra takibine konu asıl alacak miktarlarının belirli olması ve bu alacağa bağlı ferilerinin de taraflarca hesaplanabilir olması nedeniyle alacağın “likit” olduğunun kabulü gereklidir.
    20. Hâl böyle olunca yerel mahkemenin alacağın likit olduğu ve bu nedenle icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğine ilişkin direnme kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    21. Tüm bu nedenlerle yerel mahkemenin yazılı şekilde karar vermesinde bir isabetsizlik görülmediğinden usul ve yasaya uygun direnme kararının onanması gerekmiştir.

    IV. SONUÇ
    1- Yukarıda (12) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hukuki yarar yokluğundan davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz isteminin oy birliğiyle REDDİNE,
    2-Yukarıda (13) nolu ve devamı bentlerde açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin icra inkâr tazminatına ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (4.705,66TL) harcın temyiz edenden alınmasına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi