MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 09/04/2004 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 26/06/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalı taraflarından temyiz olunmuştur.
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ihbar olunan İstanbul İl Özel İdaresi tarafından kiraya verilen yerden çıkartılan malzeme bedelinin ödetilmesi talep olunmuştur.
Mahkemece, Hazine"nin dava konusu yer üzerinde tasarruf yetkisi bulunmadığı ve kiralama protokolu gerekçe gösterilerek istemin reddine karar verilmiştir.
13.12.1983 tarih 178 nolu ...... Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’nin 13. maddesi 20.08.1993 tarih 516 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilmiş; “devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin gerekli hallerde kiraya verilmesi, mülkiyetten gayrı ayni hak tesisi ormanlar ve diğer yerler ile Devletin özel mülkiyetindeki yerlerde bulunan su ürünleri üretim yerleri, kaynak hakları ve taş, kum, çakıl ve toprak ocaklarının kiraya verilmesi işlemlerini yapmak” ...... Genel Müdürlüğü’nün görevleri arasında sayılmıştır. Bu kanun hükmünde kararnamenin Anayasa Mahkemesi’nce iptali üzerine verilen 6 aylık süre içerisinde 19.6.1994 tarih 543 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile aynı hüküm yeniden kabul edilmiştir.
Anılan Kanun Hükmündeki Kararname’lerin açık hükümleri ve gerekse de dayanaklarını oluşturan yetki kanunlarının kabul edilmesindeki amaç göz önünde tutulduğunda; Hazine’nin yukarıda nitelikleri yazılı yerler ile ilgili olarak dava ve talep hakkının varlığı kabul edilmelidir. Davalı, davaya konu eylemin davacı Hazine’nin izni ile yapıldığını kanıtlayamamıştır. İhbar olunanla yapılmış sözleşme ise; ancak, bu sözleşmenin tarafları arasındaki uyuşmazlıklar yönünden bir değer ve hüküm ifade eder. Sözleşmeye nazaran üçüncü kişi durumunda bulunan ve haksız eylemden zarar gören davacı yönünden bağlayıcılığı kabul edilemez. Açıklanan nedenlerle, davacının zararının kapsamı belirlenmeli ve hüküm altına alınmalıdır. Mahkemece, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle istemin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.