Davacı ilk Bağ-Kur primi kesintisi yapıldığı tarihi takip eden ay saşından itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının ürün teslimlerinden yapılan ilk pirim kesintisini takip eden aybaşından itibaren Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi sigortalılık süreleri ile Bağ Kur Sigortalılığı süreleri dışında kalan dönemde tarım Bağ Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının 01.05.1996 tarihinden dava tarihi olan 10.4.2006 tarihleri arasında 28.3.2004 tarihinde başlayıp halen devam eden 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık süreleri dışında kalan dönemde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede davacının ilk pirim kesintisinin 19.4.1996 tarihinde yapıldığı bu tarihten sonraki prim kesintisi bulunup bulunmadığının mahkemece araştırılmadığı, kooperatiften gelen cevabi yazıda kayıt tarihinin belirtilmediği, davacının adına kayıtlı zirai arazi bulunduğu, ziraat odası kaydının bulunup bulunmadığının araştırılmadığı ve davacının muhtar olması nedeniyle 28.3.2004 tarihinde başlayıp halen devam eden 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığı olduğu görülmüştür
Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı halllerde sigortalının herhangi bir sosyal güvenlik yasası kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa"nın 36. ve 10. maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde başka bir sosyal güvenlik yasası kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulünün gerekeceği, başka bir sosyal güvenlik yasası kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve diğer sosyal güvenlik yasasına tabi çalışmanın sona ermesinden sonra 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için doğrudan prim yatırması veya aynı Yasa"nın 36. maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Mahkemece kesintinin bulunduğu 1.5.1996-31.12.1996 tarihleri arasındaki dönem yönünden verilen tespit kararı yerinde ise de kesintinin bulunmadığı 1.1.1997-28.3.2004 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin kabulüne karar verilmiş olması ayrıca 28.3.2004 tarihinde başlayıp halen devam eden 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık kısa süreli olmayıp blok çalışma olduğundan tarım Bağ-Kur sigortalılığını 28.3.2004 tarihinde sonlandırmak gerekirken 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık süresi dışlanarak dava tarihi olan 10.4.2006 tarihine kadar sigortalılığın tesbitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş;. 1.1.1997-28.3.2004 tarihleri arasındaki dönemde davacıya ürün sattığı kişi, kurum ve kuruluşların isimlerini açıklattırmak bu kişi kurum ve kuruluşlardan pirim kesintilerinin yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise belgelerini getirtmek kayıtlı olduğu kooperatiften kayıt tarihini ve kaydın devam edip etmediğini gösteren belgeleri getirtmek, ilçede ziraat odası olmadığına göre davacının kayıtlı olma durumuna göre Çorum Ziraat Odasından kayıtlı olup olmadığını sormak, kayıtlı ise belgesini getirterek, davacının zirai amaçlı banka kredisi kullanıp kullanmadığını araştırılıp tüm deliller birlikte değerlendirilip bir sonuca gitmektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.