22. Hukuk Dairesi 2015/1087 E. , 2016/6949 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, ücret, bakiye süre ücreti ile manevi tazminat alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı ile aralarındaki 17.10.2011 tarihli ve üç yıl süreli belirli süreli iş sözleşmesi kapsamında 17.10.2011-14.04.2012 tarihleri arasında gıda mühendisi-sorumlu müdür olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin süresinden önce haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, manevi tazminat, ücret ve bakiye süre ücreti alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının iş sözleşmesinin işini yapması gerektiği şekilde ifa etmemesi, uyarılara rağmen yanlış yapmaya devam etmesi ve bundan dolayı davalının ekonomik ve ticari itibar kaybına uğraması sebebiyle haklı olarak feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesinde belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmeleri tanımlanmaktadır. “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif şartlara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"ndaki düzenlemenin aksine iş ilişkisinin süreye bağlı olarak yapılmadığı hallerde sözleşmenin belirsiz süreli sayılacağı vurgulanarak ana kural ortaya konulmuştur. İş sözleşmelerinin belirsiz süreli olması asıl, belirli süreli olması ise istisnadır.
Belirli süreli iş sözleşmesinden bahsedilebilmesi için, sözleşmenin süreye bağlanmış olması ve belirli süreli iş sözleşmesinin yapılması için objektif sebeplerin bulunması gerekir. Salt süreye bağlı bir iş sözleşmesinin mevcut olması hemen işe iade davasının reddi sonucuna götürmemelidir. Zira, 4857 sayılı Kanun"un 11. maddesi, belirli süreli iş sözleşmesini yapma serbestisini sınırlandırmış ve bu tür sözleşmelerin yapılabilmesi, söz konusu hükümde belirtilen objektif şartların varlığına bağlanmıştır. Dolayısıyla iş sözleşmesini belirli süreye bağladıklarında, hakim, objektif ve esaslı şartların var olup olmadığını incelemelidir. İş sözleşmelerinin belirsiz süreli olmasının asıl olmasının sonucu olarak, belirli iş sözleşmesinin varlığını ileri süren taraf bunu ispatla yükümlüdür.
Belirli iş sözleşmesinin varlığının kabulü için hangi durumların objektif sebep olarak kabul edilebileceği 4857 sayılı Kanun"un 11. maddesinde örnek kabilinden sayılmıştır: İşin niteliği gereği belirli bir süre devam etmesi, belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması. Kanun’da gösterilen bu haller tahdidi olarak değil, örnek kabilinden verilmiş, benzer hallerde belirli iş sözleşmesi kurulması imkanı açık tutulmuştur. Zira, söz konusu hükümde açık olarak “..gibi objektif koşullara bağlı olarak” ifadesine yer verilmiştir.
Somut olayda, davalı işveren işyerinde 17.10.2011-14.04.2012 tarihleri arasında sorumlu müdür (gıda mühendisi) olarak çalışmış olan davacının, iş yerindeki görev amacı ve niteliğine göre belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışmasını gerektirir objektif bir sebep bulunmadığı ve buna göre sözleşmenin baştan beri belirsiz süreli olduğu gözetilmeden; bakiye süre ücreti alacağının reddi yerine kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.