Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 725 parsel sayılı taşınmazın bir bölümüne komşu parselleri bulunan davalılarca müdahale edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, kayden davacıya ait 725 parsel sayılı taşınmazın 1200 m2 lik bölümünün davalılarca haklı bir nedenleri olmaksızın kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, mahkemece kayden davacıya ait 725 parsel sayılı taşınmaza davalıların haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın elattıkları belirlenmek ve kayda üstünlük tanımak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine; Nevar ki, davalılar çekişmeli taşınmazda ayrı ayrı yerlere elattıkları, dava dilekçesinde de her birinin elattığı yerin yüz ölçümünün değişik biçimde belirtildiği, diğer yandan davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığı ve birlikte sorumlu tutulamayacakları tartışmasızdır.(BK.50.md) Hal böyle olunca, davalıların elattıkları yerler ayrı ayrı belirlenerek bu bölümlerle ilgili olarak ayrı harç ve yargılama giderinin hesaplanması gerekirken davalılarca aynı yere elatılıyormuş gibi harç ve yargılama giderlerinden müştereken sorumlu olacak şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.