17. Hukuk Dairesi 2016/2616 E. , 2017/10094 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, olay tarihinde sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın, davacının çocuğu ..."a çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, aracın tespit edilememesi nedeniyle dava dışı Güvence Hesabı aleyhine açılan 2012/192 Esas sayılı dosyada alınan raporlarla, olay mahallindeki yaya geçişleri için yapılmış alt geçidin bakımındaki eksiklik nedeniyle davalının da kusurlu olduğunun saptandığını, ölen çocuğunun desteğinden yoksun kalan ve manevi zarara uğrayan davacının zararlarından davalının da sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi ve 20.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 17.08.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 14.786,35 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davada idari yargının görevli olduğunu, davacının davasında yol kusuruna dayandığını ve davalının sorumluluğunun ..."nun 110. maddesi kapsamında kalmadığını, kazada davacı desteğinin ve ona çarpan sürücünün kusurlu olduğunu, davalı idarenin yol kusurundan kaynaklanan herhangi bir kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 14.786,35 TL. maddi ve 10.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davalı idare aleyhine bakımından sorumlu olduğu yaya alt geçidinin bakımındaki eksiklik nedeniyle, bakım ve yapım hususunda trafik düzenini ve güvenliğini sağlama sorumluluğuna (hizmet kusuruna) dayanılarak açılan tazminat istemine ilişkindir.
Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davaya o hukuk sistemine dâhil yargı mercilerinden hangisinde bakılacağını ifade eder.Uyuşmazlığa hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel şartlarından olup mahkemece re"sen dikkate alınması gerekir.
Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü davalı idareye 2918 sayılı ....nın 7/a maddesinde; karayollarında mal ve can güvenliği yönünden gerekli işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırma görevleri verilmiş bulunmaktadır. Bu görevin 2918 sayılı Yasada verilmiş olması bunun ihlali nedeniyle oluşacak zarardan dolayı idarenin Özel Hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucunu doğurmaz. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Esasen 2918 sayılı Yasanın hukuki sorumluluğa ilişkin 85. vd. maddelerinde araç işletenin sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi"nin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkında Kanun"un 19. maddesinde “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi"nin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilir” düzenlemesi yer almaktadır.
Dava dilekçesindeki ifadeye göre, aynı konuda, ... 1. İdare Mahkemesi"ne açılan 2013/2863 Esas sayılı davada adli yargı yolunun görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça bu husus dava dilekçesinde bildirilmiş olmakla birlikte, idari yargıdaki dava ve sonucu ile ilgili mahkemece herhangi bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile işin esası hakkında karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda yukarıdaki açıklamalar ışığında mahkemece yapılması gereken iş, öncelikli olarak dava konusu olay hakkında ... 1. İdare Mahkemesi"nin 2013/2863 Esas 2014/301 Karar sayılı dosyasında görülüp sonuçlandırılan dava sonunda verilen görevsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması; eğer idari yargıda verilip kesinleşmiş görevsizlik kararı mevcut ise eldeki uyuşmazlık yönünden idari yargı yolunun görevli olduğu gözetilerek, derdest bulunan dava dosyasındaki yargılamayı durdurmak suretiyle (UMK m. 19/I), dosyayı kül halinde yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi açısından Uyuşmazlık Mahkemesi"ne göndermek, bu mahkemece verilecek kararı bekleyerek sonucuna göre karar vermek; şayet idari yargıda verilen karar kesinleşmemiş ise, bu kez de HMK 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 06/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.