18. Hukuk Dairesi 2014/8452 E. , 2014/17131 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/01/2014
NUMARASI : 2010/426-2014/20
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin tahsili istenilmiştir. Mahkemece; dava K.. B.. yönünden husumetten reddedilmiş, İ.. B.. yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ile davalı İ.. B.. vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da hüküm kurmaya elverişli değildir.
Şöyle ki;
1-Kamulaştırmasız el atma davalarında da uygulanan Kamulaştırma Yasası"nın 10.maddesi ile bedelin tespiti esaslarını düzenleyen 11.maddesinin (g) bendine göre; kamulaştırılacak taşınmazın arsa olarak kabulü halinde kamulaştırma (değerlendirme) gününden önceki özel amacı olmayan emsallerin satış değerleri esas alınarak kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi gerekmekte olup, doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için; emsal alınan taşınmazın satış tarihinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın bulunması, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte, dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde bulunması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cepheleri ve mesafeleri gibi yönlerden benzer ya da yakın özelliklere sahip bulunması aranmaktadır. K.gibi büyük yerlerde yukarıda açıklanan bu özellikler itibarıyla dava konusu taşınmaza daha yakın konumda ve değerlendirme tarihine yakın satış tarihli taşınmaz satışlarının bulunması mümkün olduğu halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde bulunması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cepheleri ve mesafeleri gibi yönlerden benzer ya da yakın özelliklere sahip olmayan İmariye Mahallesi 1624 ada 10 parselin satışının somut emsal olarak alınması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle mahkemece, taraflara yeni emsal bildirmeleri için imkan tanınması, gerektiğinde resen emsal getirtilmesi, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek uygun emsal satışlar esas alınmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Emsal kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtildikten sonra bunun imar parseli olup olmadığı da sorulup saptanmalıdır. İncelenen emsal imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Yasasının 18.maddesinin 2. fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalıdır.
2942 sayılı Yasa"nın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi gereği emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında gözönünde tutulması gerekir. Buna göre dava konusu taşınmaz ve emsallerin emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından 2010 yılı itibarıyla getirtilerek karşılaştırılması ve değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmiş olması gerekir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın yer aldığı ilde emsal olabilecek özel amacı olmayan arsa satışlarının bulunmadığı düşünülemeyeceğinden uygun emsal araştırması yapılarak emsal kayıtları getirtilip yukarıda açıklandığı şekilde değerlendirme yapan ek rapor alınarak karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile özellikle fen raporlarının incelenmesinde dava konusu taşınmazın yalnızca 23,82 m² lik kısmına ilçe belediyesinin sorumluluğunda olan .. sokak olarak el atıldığı, taşınmazın kalan 255,18 m²" lik kısmında davalı İ.. B.."nın fiili bir el atmasının bulunmadığı ve bu kısmın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ana arter niteliğinde yol olarak planlandığı anlaşıldığından proje bütünlüğünden söz edilemez.
Buna göre;
Mahkemece davalı K.. B.."nın sorumluluğunda kalan 23,82 m² lik kısım yönünden kamulaştırmasız el atma bedelinin davalı ilçe belediyesinden tahsiline karar verilmesi,
Taşınmazın İzmir Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğunda bulunan ve fiili el atma bulunmayan 255,18 m² lik kısmı yönünden ise söz konusunu kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi söz konusu olacağından, davalı İ.. B.. yönünden yargı yolu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.