11. Hukuk Dairesi 2011/15339 E. , 2013/465 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret (... Denizcilik İhtisas) Mahkemesi’nce verilen 14.06.2011 tarih ve 2008/396-2011/232 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ...’nin sahibi olduğu M/T ... isimli tankerin (geminin) ..."nın ... Limanı’ndan ..."ya yük taşımak üzere seferine başladıktan sonra ... geçip ... Körfezi’nde ... Adası yakınlarında su alarak battığını, söz konusu geminin davalı nezdinde tekne ve makine rizikolarına karşı sigortalandığını, sigorta bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, söz konusu alacağın donatandan temlik alındığını ileri sürerek, şimdilik 100,000 USD’nin ıslahla birlikte 2.500,000,00 USD’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya bakmaya Türk Mahkemelerinin yetkili olmadığını, yetki anlaşması bulunmadığını, müvekkilinin merkezinin ...’da bulunduğunu, poliçenin ...’da düzenlendiğini, ihtilaf konusu poliçe şartlarının ... hukukuna tabi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, MÖHÜK’un 40. maddesine göre Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisini iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının tayin edeceği, HUMK’nun 9.maddesine göre genel yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğu, davalı şirketin merkezinin ...’da bulunduğu, sigorta sözleşmesinin ifa yerinin taraflarca tayin edilmediği, ..."un ifa yeri olarak kabulünü gerektirecek bir bağlantının söz konusu olmadığı, sigorta poliçesinin ..."da akdedildiği davacı tarafından iddia edilmiş ise de dosya içeriğinde buna dair bir delilin de bulunmadığı, akdin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olabilmesi için davalı veya vekilinin dava esnasında davanın açıldığı yerde bulunmalarının şart olduğu, ancak bu şartın yerine geldiğine dair de delil bulunmadığı, ... Mahkemelerinin HUMK’nun 10.maddesine dayanılarak milletlerarası yetkiyi haiz olduğunun söylenemeyeceği, merkezi ..."da bulunan davalı şirketin ..."da bir şube ya da acentesinin bulunduğunun da davacı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle davaya bakmaya ... Mahkemeleri yetkili olduğundan dava dilekçesinin yetki sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, tekne ve makine sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili cevap dilekçesinde davaya bakmaya Türk Mahkemelerinin yetkili olmadığını savunarak, milletlerarası yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece, davaya bakmaya ... Mahkemeleri yetkili olduğundan dava dilekçesinin yetki sebebiyle reddine karar verilmiştir. Ancak, “milletlerarası usul hukuku sistemimizde, Türk hukukunun yer itibariyle yetki kuralları milletlerarası yetki kaideleri olarak kullanılmaktadır. Yer itibariyle yetki kurallarına bağlı hükümlerin de milletlerarası yetki alanında kullanılması bu sistemin tabii bir sonucu olmaktadır. Bu bakımdan, Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisizliği, yer itibariyle yetkisizlik durumunda olduğu gibi ancak iptidai itiraz olarak ileri sürülebilir (HUMK’nun 187/2. maddesi), (Prof. Dr. Ergin NOMER, Prof. Dr. Cemal Şanlı, Devletler Hususi Hukuku, 18.Baskı, syf.453)”. Somut uyuşmazlıkta davalı şirkete dava dilekçesi T.C. ... Bakanlığı aracılığıyla tebliğe gönderilmiştir. Ancak bu belgenin davalıya tebliğine ilişkin tebligat evrakı dosyada mevcut değildir. Bu nedenle dava dilekçesinin davalıya ne zaman ulaştığı dosya kapsamından tespit edilememektedir. Davalı vekili ise 29.06.2009 tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuştur. Yukarıda açıklandığı üzere Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisizliği, yer itibariyle yetkisizlik durumunda olduğu gibi ancak iptidai itiraz olarak ileri sürülebileceğinden mahkemenin öncelikle davalı vekilinin yetki itirazının süresinde olup olmadığını değerlendirmesi gerekir. Bunun için de davalıya duruşma günün ne zaman tebliğ edildiğinin, T.C. ... Bakanlığı aracılığı ile gönderilen tebligat evrakının davalıya ne zaman ulaştığının tespiti gerekir. Bu itibarla mahkemece, yetki itirazının süresinde olup olmadığı açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.