Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16870
Karar No: 2016/3359
Karar Tarihi: 17.03.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/16870 Esas 2016/3359 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/16870 E.  ,  2016/3359 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı SGK Başkanlığı işleminin iptali ile aylığın, kesilme tarihi itibarıyla yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti ve menfi tespit istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Hakkında verilen boşanma kararı 01.05.2002 tarihinde kesinleşen davacıya, 1982 yılında yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının/gelirinin, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca 2010 yılında gerçekleştirilen işlemle 01.10.2008 tarihi itibarıyla kesilerek, 01.10.2008 – 18.01.2010 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar/gelirler yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa"nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, eşlerin boşanma sebebi, boşanma ilamında velayet, çocukla kişisel ilişki, nafaka, tazminat hükümleri varsa nasıl yerine getirildikleri belirlenmeli, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise ödeme için adına açılan banka hesabında kayıtlı yerleşim yeri saptanmalı, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahallelerde görev yapmış/yapmakta olan muhtar ve azalardan istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle boşanılan eşle fiilen birlikte yaşamanın gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Yukarıdaki araştırma ilkeleri ışığında eldeki davada, yargılama sırasında yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişsiz bulunmuş olup, Mahkemece, SGK kontrol memurunca düzenlenen raporun tamamı dosya içinde olmadığı için davacının kontrol memurunca beyanının alınıp alınmadığı raporun davacı tarafından da imzalanıp imzalanmadığının anlaşılamadığı, bu durumda böyle bir raporun geçerli sayılmasının mümkün olmadığı, davacının boşandıktan sonra eski eşiyle fiilen birlikte yaşamaya devam etme olgusunun kesin bir şekilde subuta ermediği şeklindeki isabetsiz gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu nedenle, öncelikle, Mahkemece Kurumun denetim raporunun tamamının dosyaya sunulmadığı düşünülmekte ise raporun tamamı varsa ekleri ile birlikte resen celbedilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden boşanan eşlerin adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, eşlerin kayıtlı oldukları ve ikamet ettiklerini iddia ettikleri bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı ve gizli soruşturmaya dayalı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, boşanılan eşin dava konusu dönemde il dışında çalıştığı iddia edildiğinden, çalışmasına ilişkin Kurum kayıtları getirtilmeli, hangi dönemlerde nerede çalıştığı belirlenmeli, işyerlerine ulaşılarak işverene beyan ettiği adres bilgileri araştırılmalı, çalıştığı sırada ikamet ettiği adreste kimlerle yaşadığı adresinde ve gerektiğinde işyerinden yapılacak gizli kolluk araştırması ile tespit edilmeli, yargılama sırasında sadece davacının seçmen bilgilerinin celbedildiği anlaşılmış olup, davacının bilgileri ile kıyaslama yapılabilmesi ve yerleşim yerlerinin saptanabilmesi bakımından boşanılan eşin seçmen kayıtları da getirtilmeli, davacı ve boşanılan eşin ikamet ettikleri/yaşadıklarını iddia ettikleri adreslere ait abonelik kayıtları, bankalar nezdinde beyan ettikleri adres bilgileri celbedilmeli, Kurumdan eşlerin medula kayıtları getirtilmeli ve dava konusu dönemde fiilen kullandıkları yerleşim yerlerinin hangi adresler olduğu bu kayıtlar incelenerek belirlenmeli, Kurum tarafından denetim sırasında ifadesine başvurulan köy muhtarı Mustafa Yaman’ın talimat Mahkemesince alınan yeminli ifadesi ile Kurum tarafından alınan yazılı-imzalı ifadesi arasında çelişki oluştuğundan bu çelişki giderilmeli, Kuruma davacı hakkında şikayette bulunan Lütfiye Ballı’nın talimat Mahkemesince tanık sıfatıyla alınan yeminli ifadesinde, fiili birlikteliğin olmadığı yönünde beyanda bulunduğu anlaşıldığından, bu kişi yeniden tanık sıfatıyla dinlenilerek neye dayanarak fiili birlikteliğin varlığı yönünde şikayette bulunduğu sorulmalı ve iddialarındaki çelişki giderilmeli, tüm deliler toplandıktan sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir. Bu değerlendirme sırasında, dosyaya davacının boşandığı eşinin il dışında yaşadığına dair adresi ..../..... olarak kayıtlı olan bir kredi kartı ekstresi sunulmuş ise de bu ekstredeki 22.01.2010 tarihli harcamanın ..... adresindeki bir işyerinden yapıldığı ve boşanılan eş ile ilgili sunulan işyeri kayıtlarının da SGK denetiminden ve davacının aylığının kesilmesinden sonraki döneme ilişkin olduğu hususları da gözetilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi