11. Hukuk Dairesi 2011/15468 E. , 2013/458 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01.07.2010 tarih ve 2009/134-2010/121 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2004/12144 numaralı “...+şekil” ibareli ... sektöründe tanınmış markası bulunduğunu, 2001 yılından beri ... şirketi olarak faaliyet gösterdiğini, davalının müvekkilinin markasının itibarından yararlanmak için “...” ibaresini aynı iş kolunda kullandığını, ticaret unvanındaki kullanımıyla müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğini, haksız rekabet yarattığını, davalının kullandığı bu ibareyi marka olarak tescil ettirmek için TPE nezdinde yaptığı başvuruya itiraz ettiklerini, davalının iş evrakında, tanıtım vasıtalarında, internet alan adında müvekkilinin markasını taklit etmek suretiyle gerçekleştirdiği tecavüz eylemleri ile müvekkilinin maddi ve manevi zararı doğduğunu ileri sürerek, davalının müvekkilinin markasına tecavüz ve haksız rekabetinin durdurulmasına, “...” ibaresinin davalının iş evrakından, tabelalarından vs silinmesine, mümkün olmazsa bu emtiaların toplatılarak imhasına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşulu ile şimdilik 15.000 TL manevi, 5.000 TL maddi, 2.000 TL fiili kayıp, 556 sayılı KHK’nin 66/c maddesi kapsamında 3.000 TL yoksun kalınan kazanç olarak tazminata hükmedilmesini “barturk” işaretinin davalının ...site ve alan adından, üye ve bilgi formaları ile tanıtım vasıtalarından kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, “Türk” kelimesinin herkes tarafından kullanılabileceğini, “...” kelimesi ticari anlamda satın alınan mal ve hizmet bedelinin üretilen mal ve hizmet ile ödendiği bir finans sisteminin adı olduğundan tek bir şirketin kullanımına bırakılamayacağını, bu ibarenin 556 sayılı KHK’nin 7/d maddesi uyarınca tescil edilemeyeceğini, davacının markası ile müvekkilinin “...” ibareli markası arasında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığını, müvekkilin tescilli ticaret unvanın da aynı nedenlerle davacı markasına tecavüz yaratmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 16, 35 ve 36. sınıflarda tescilli “...+Şekil” ibareli markası bulunduğu, davalının ise dava tarihi itibariyle tescilli markasının bulunmadığı, her iki tarafın da aynı sektörde (... hizmetleri sektöründe) faaliyet gösterdikleri, “...” ibaresinin sektörün adı olması nedeniyle 556 sayılı KHK’nin 12. maddesi uyarınca dürüstçe ve ticari veya sanayi konularıyla ilgili olarak kullanılmasının engellenemeyeceği, davalının kullanımı “...” şeklinde olup, davacının markasından farklı olduğu, davacının markasında yer alan “...” ibaresinin kimsenin tekelinde olmayan bir ibare olduğu, davalının davacının marka haklarına tecavüz teşkil etmeyen ibareyi ticaret unvanın bir unsuru ve internette alan adı olarak kullanmasının engellenemeyeceği, davalının broşür ve reklam kompozisyonlarının davacının broşür ve reklamlarından farklı olduğu, aralarındaki tek benzerliğin broşürlerinde kırmızı rengi tercih etmeleri ise de renkler arasında ton ve parlaklık farkı bulunduğu, tarafların kullandığı broşür ve reklam belgeleri arasında TTK’nun 57. maddesinde açıklanan hüsnüniyet kaidelerine aykırı şekilde bir iltibas durumunun bulunmadığı, davalının “...” ibaresini kullanımı ile reklam ve broşürlerinin davacının marka haklarına tecavüz ve TTK’nun 56. vd maddeleri uyarınca haksız rekabet teşkil etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.