20. Hukuk Dairesi 2014/8627 E. , 2015/1168 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ..... İlçesi, ......... Köyü, 226 ada 1 parsel sayılı 161,90 m2 ve 225 ada 12 parsel sayılı 889,54 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, 04.02.1983 tarih 27 nolu tapu kaydına dayanılarak ... adına; 226 ada 2 parsel sayılı 159,58 m2 ve 225 ada 13 parsel sayılı 902,96 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, 04.02.1983 tarih 27 nolu tapu kaydına dayanılarak ... adına; 226 ada 3 parsel sayılı 1725,74 m2, 225 ada 4 parsel sayılı 4828,33 m2 ve 225 ada 14 parsel sayılı 1080,43 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, 04.02.1983 tarih 27 nolu tapu kaydına dayanılarak ..., ... ve ... adlarına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine; 225 ada 4, 12, 13 ve 14, 226 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31/05/2010 gün ve 2010/4267-7403 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; " Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki: çekişmeli taşınmazların genel eğiminin % 40-60 arasında olduğu, taşınmazlar içinde mühtelif yaşlarda orman ağaçlarının bulunduğu bildirildiği halde bu ağaçların cinsi, yaşı, dağılımı konusunda ayrıntılı rapor alınmadığı gibi taşınmazların bir bütün halinde değerlendirilmesi halinde, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmemiştir.
O halde; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ..... Bakanlığı ( ........ Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp taşınmazların niteliği belirlenip sonucuna göre karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kabulüne, Taşdelen Köyünde bulunan 226 ada 3, 225 ada 14, 225 ada 4, 12, 13 ile 226 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekilleri tarafından 226 ada 3, 225 ada 4 ve 14 parsellere yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince orman sınırlandırılması yapılmış ve çekişmeli taşınmazlar orman sınırları dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince temyiz eden davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 04/03/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.