17. Hukuk Dairesi 2015/3878 E. , 2017/10061 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili tarafından işleten sıfatı ile tasarrufunda bulunan araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada malul kalan kişi için mahkeme kararına göre 141.527,94 TL ödeme yapıldığını, anılan zarardan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gereğince davalının sorumlu olduğunu açıklayıp ödenen tazminatın rücuan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davacının poliçe akidi olmaması sebebi ile aktif dava ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacı ile davalı ... şirketi arasında akdi bir ilişki bulunmadığından dava ehliyetine sahip olmayan davacının davasının usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazası nedeni ile ödenen tazminatın rücuan tahsili istemine ilişkindir .Davacı vekili, müvekkili tarafından işleten sıfatı ile fiili tasarrufunda bulunan aracın iş için tahsis edildiği sırada gerçekleşen kazada araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının işçisi ..."in yaralanıp malul kaldığını, mağdur tarafından daha evvel davacı aleyhine açılan davada davacının işleten sıfatı ile sorumlu olduğunun kabul edilerek aleyhine tazminata hükmedildiğini, hükmedilen tazminatın müvekkilince ödendiğini, kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısının davalı olması sebebi ile ödenen tazminatın rücuan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davacının, davalı nezdinde düzenlenen poliçede lehtar sıfatını taşımadığı, davacının sorumluluğunun davalı tarafça üstlenilmediği, davacının söz konusu aracı fiilen işletmekte ise de aracın sigortacısı olan davalı ile aralarında akdi ilişki olmadığı gerekçesi ile aktif dava ehliyeti bulunmadığından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı işletenin kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur.
Aynı yasanın 3. maddesinde, İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir.Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır. şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.> hükmüne yer verilmiştir.Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir.
Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir Aynı kanunun 91.maddesinde; işletenlerin, sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortasının zorunlu olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda, dosya kapsamından aracın fili ve hukuki tasarrufunun davacıda olduğu, işleten sıfatının davacıya geçtiği anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ... şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına, davacının işleten sıfatının bulunduğuna ve işleten sıfatı ile mahkeme kararı ile zararı karşıladığına göre, davacının zararlarından davalı ... şirketi sorumlu olup mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.