23. Hukuk Dairesi 2017/1760 E. , 2020/2818 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; müvekkilinin haksız olarak ihraç edildiğini, ortaklıktan çıkarılma kararının anasözleşmeye ve kanuna aykırı keyfi bir karar olduğunu ileri sürerek, 03/02/2015 tarihli birlik yönetim kurulu kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının yasal süre içerisinde 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16/4 maddesi gereğince itiraz etmediğini, dava tarihi itibariyle itiraz süresinin dolduğunu, yasal süre içerisinde genel kurula başvurmadığından davanın reddi gerektiğini, ihraç kararının birlik anasözleşmesine uygun olarak gerçekleştirildiğini ve bunun gerekçelerinin ihraç kararında açıkça belirtildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin 03/02/2015 tarihli yönetim kurulu kararının usul ve yasaya aykırı olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 03/02/2015 tarihli birlik yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili istinaf kanun yoluna götürmüştür.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin incelemesi sonucu; 03/02/2015 tarihli birlik yönetim kurulu kararı ile davacının ihracına karar verildiği, bu kararın dava tarihi, mahkeme karar tarihi itibariyle genel kurulca onaylanmadığından ihraç kararının kesinleşmediği ve davacının üyelik hak ve yükümlülüklerinin devam ettiği bu durumda; yönetim kurulu ihraç kararına karşı açılan davanın erken bir dava olduğu hususu gözardı edilerek 6100 Sayılı HMK"nun 114/1-h maddesi gereğince davacının iptal davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle 6100 Sayılı HMK"nun 115/1-2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile 03/02/2015 tarihli birlik yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesi şeklinde hüküm kurulmasında isabet görülmediği ancak kararda hata edilmiş olmasının yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, 6100 Sayılı HMK"nun 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiğine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, birlik üyeliğinden ihraç kararının iptaline ilişkindir. Taraflardan davacı yan tacir olmayıp gerçek şahıstır. Ayrıca dava 6102 Sayılı TTK" nın madde 4/1 kapsamındaki nisbi ticari dava olmadığından Ticaret Mahkemesi görevli değildir. 6100 Sayılı HMK"nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HUMK"nın 428/2. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak bozma nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi açıkça temyiz nedeni olarak ileri sürülmese dahi temyiz mahkemesince re"sen gözetilmelidir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK"nın 4. maddesinde, mülga 6762 Sayılı TTK"da olduğu gibi her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu düzenlendikten sonra 5/3. maddesinde, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu hüküm altına alınmıştır. O halde, dava tarihi itibariyle somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK"nın 5. maddesi uyarınca işbu davaya bakma görevi ticaret mahkemesine ait olmayıp, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu dikkate alınarak HMK"nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2- Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında verdiği karar usul ve yasaya aykırı görüldüğünden BOZULMASINA Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi Kararının KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklananna nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK"nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 15.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.