9. Hukuk Dairesi 2021/1214 E. , 2021/4617 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin santral operatörü olarak hafta içi ve cumartesi günleri fazla çalışma yapmak suretiyle çalıştığını, pazar günleri dönüşümlü olarak çalıştığını, 2003 tarihli iş sözleşmesini baskı altında imzalamak durumunda kaldığını ileri sürerek ödenmediğini iddia ettiği fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücretlerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı def"inde bulunmuş, davacının hak ettiği tüm işçilik alacaklarının ödenmiş olduğunu, bu yönde davacının firmalarını ibra ettiğini, davacının aylık ücreti içerisinde ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışma ücretlerinin de dahil olduğunu, devam çizelgelerinden davacının kanuni fazla çalışma süresi ötesinde bir çalışma yapmadığını, davacıya baskı uygulanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen karar, Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 15/10/2018 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama neticesinde, toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta davacı çalıştığı süre içerisinde fazla çalışma yaptığını iddia etmekte, davalı ise davacının tüm alacaklarının ödendiğini, davacının taleplerinin ücretine dahil olduğunu savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince verilen ilk karar Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2017/15576 esas 2018/22177 karar sayılı ilamı ile taraflarca sunulan kayıtların dosya kapsamındaki diğer deliller ile birlikte karşılaştırılması, teknik bilirkişi marifetiyle gerçeğe aykırı ve bu kapsamda hafta tatili çalışmasının olup olmadığının tespiti, ardından fazla çalışma ücret alacağı talebi açısından, taraflarca imzalı ve irade fesadına ilişkin iddianın ispat edilemediği 16.05.2003 tarihli iş sözleşmesi hükmüne göre davacının aylık 22,5 saati aşan çalışmasının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Kayıtların bulunmadığı 01.01.2012 tarihi öncesi dönem için ise taraf tanık beyanları nazara alınarak değerlendirme yapılması gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, Yargıtay (kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 15.10.2018 tarihli bozma ilamına uyulmuştur. Bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda 24 saat esasına göre çalışma yapmayan davacının, 01.01.2009-31.12.2013 tarih aralığını kapsayan işe giriş çıkış kayıtlarına göre aylık 270 saatin üzerinde çalışma yapmadığı ancak münferiden gece çalışmaları için günlük 7,5 saati aşan, gündüz çalışmaları için ise günlük 11 saati aşan çalışmalarının hesaplandığı ve Yargıtay İçtihatlarına göre fiilen günlük 14 saati aşan çalışma yapılamayacağı kabulüne göre hesaplama yapılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, 24 saat çalışan işçinin fiilen 14 saatinin mesaide geçmiş sayılacağı kabulü gerekir. Eldeki davada ise davacı 24 saat çalışma ve 24 saat dinlenme esası ile çalışmamakta haftalık 6 gün çalışma yapmaktadır. Kaldı ki davacının çalışmaları işyeri giriş-çıkış kayıtları ile belirli olup, mahkemece davacının dosya içerisinde yer alan giriş-çıkış kayıtlarına göre haftalık 45 saat mesai ve iş sözleşmesi ile kabul edilen yıllık 270 saat fazla çalışmanın ücrete dahil olduğu kabulü doğrultusunda davacının gece çalışmaları için günlük 7,5 saati aşan, gündüz çalışmaları için ise günlük 11 saati aşan çalışmaları hesaplanmalı, günlük çalışma süresinin 14 saati aştığı günlerdeki çalışmaları için ise çalıştığı süre sadece ara dinlenme süreleri mahsup edilerek tam olarak hesaplanmalıdır. Mahkemece bu doğrultuda gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak sureti ile yapılacak hesaba göre bir karar verilmelidir.
Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.02.2021 gününde oybirliği ile karar verildi