11. Hukuk Dairesi 2011/664 E. , 2013/351 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/10/2010 tarih ve 2008/101-2010/122 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08/01/2013 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkilleri adına tescilli markaların taklidini oluşturan aynı sınıf emtiaların, davalı şirket tarafından ... tebaalı Vanguangshou ...’den ithal edildiğini, bununla ilgili konşimento ekinde malların konteynır içerisinde ulaştığını, sayım ve tespitinin yapıldığını, 09.09.2008 tarihinde gümrük işlemlerinin durdurulması talebinde bulunduklarını, taklit eşyaların antrepoya alındığını ileri sürerek davalının müvekkillerinin markalarına olan tecavüzünün tespit edilerek, önlenmesini, tecavüzün durdurulmasını, her bir müvekkili i... 1.000’er TL’den 3.000 TL maddi, her bir müvekkili için 5.000’er TL’den 15.000 TL manevi, her bir müvekkili için 1.000’er TL’den 3.000 TL itibar tazminatının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek en büyük faizi ile tahsilini, ürünlerin imhasını, ilan kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, söz konusu malların, bir yanlışlık eseri ... firmasınca kendilerine gönderildiğini, fazlalığın geri gönderilmesinin istendiğini, ithalatın yapılmadığını, malların, antrepo beyannamesi ile ... ... Müdürlüğünde tutulduğunu, henüz eşyanın serbest dolaşıma girmediğini, ithalat rejimine tabii olmadığını, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 93. maddesi gereğince ithalat vergi ve ticaret politikası önlemlerine tabii tutulmadığını, sorumluluk ve denetimleri dışında olduğunu, müvekkili firmanın, ... marka temsilcisi olduğunu, bu ürünlerin, kendilerine yanlışlık eseri gönderildiğini, bir ithal iradesinin bulunmadığını, böylece markaya tecavüzün de söz konusu olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu eşyanın davalı şirketin siparişi üzerine konteynır içerisinde ... gümrük alanına girdiği, yine bu eşya için getirtilen gümrük kayıtlarına ekli gümrük vezne alındısı belgelerinden anlaşıldığı üzere, ithalde alınan KDV ve sair vergiler ile ilgili ödemelerin davalı şirket tarafından yapıldığı, eşyaların, antrepoda muhafaza altında tutulduğu ve hiçbirisinin orijinal vasıfta olmadığının tespit edildiği, her ne kadar, markaya tecavüz niteliği taşıyan söz konusu konşimento eki olan emtia, serbest dolaşıma sokulmamış ise de bu halleri ile markaya tecavüz yolu ile üretildiklerinin sabit olduğu, bu ürünlerin, davalı firma tarafından ithal edilmek üzere ... tebaalı firmaya sipariş edildiği, davalının ticari defterlerinde, bu malların ...’den alımı ile ilgili kayıt yok ise de konşimento alıcısı olarak davalı şirketin adının yazılı olduğu, nitekim, bu konşimentolar ile gelen mallar için ... gümrüğünde saymanlığa birtakım vergi ve harçların ödendiği, konşimentolarda malların markaları yazılı değil ise de cins olarak belirtildiği, ayrıca sipariş üzerine gönderilen bu malların, yanlışlıkla başka malların arasına karıştığını söylemenin de mümkün olmadığı, zira, antrepoya alınan mal miktarının bir hayli fazla olup, aralarında orijinal ürünün de olmadığı, bu mallar, eğer gümrük muayenesinde fark edilmese ve davacılar tarafından haber alınmasa idi kuşkusuz ticari dolaşıma girecek ve davacı marka sahiplerinin markadan doğan hakları fiilen ihlal edilmiş olacağı, davalı, bu malların, yanlışlıkla kendisine gönderildiğini ileri sürmüşse de kayıtlar, vezne alındıları, konşimentolar ve mal miktarının bunu doğrulamadığı, davacının gümrüğe hiçbir ödeme yapmadan muayene akabinde malların derhal iadesi cihetine gidilmesi gerekirken bunun yapılmadığı, tersine birtakım harçların ödendiği, dolayısı ile malların benimsendiği, malların gümrükten davalı tarafından teslim alınmamış olmasının sonuca etkili olmadığı, 556 sayılı KHK’nın 9/2 – c bendinin işareti taşıyan malın gümrük bölgesine girmesi, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya onaya tabii tutulması eylemlerini, marka sahibinin engelleyebileceği eylemler arasında saydığı, gümrük süreci tamamlanmamış olsa bile mallar, davalı adına gümrüğe girmiş olmakla markaya tecavüzün oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının eylemlerin, markalara tecavüz niteliğinde olduğunun tespitine, bu mallar ile ilgili tecavüz oluşturacak ileri gümrük işlemlerinin durdurulmasına, tecavüzün, bu şekilde önlenmesine ve durdurulmasına, her bir davacı için 5.000’er TL olmak üzere, toplam 15.000 TL manevi tazminatın, her biri için 1.000’er TL olmak üzere, toplam 3.000 TL maddi tazminatın ve yine aynı şekilde 3.000 TL itibar tazminatının, haksız eylem tarihi olan 29.08.2008 tarihinden itibaren işleyen en yüksek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.361.00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.