2. Ceza Dairesi 2012/7969 E. , 2013/28816 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 4 - 2010/31289
MAHKEMESİ : Maden Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/07/2009
NUMARASI : 2007/150 (E) ve 2009/142 (K)
SUÇ : Hakaret
Dosya incelenerek gereği düşünüldü :
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Suça sürüklenen çocuğun hakaret suçunu her iki katılana karşı tek bir sözle işlediği kabul edilerek hakkında 5237 sayılı TCK.nun 43/2. maddesi uygulandığı halde, temel cezanın belirlenmesi sırasında “5237 sayılı TCK 125/1 maddesi gereğince her bir müştekiye karşı ayrı ayrı olmak üzere” hüküm kurulduğunun belirtilmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
2- Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir.
Somut olayda suça sürüklenen çocuğa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK .nun 125/1 maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi,
3- Suç için, yasada, kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı ceza (hapis cezası) ve para cezası seçenekli olarak öngörülmüş olup da, mahkemece özgürlüğü bağlayıcı cezaya (hapis cezasına) hükmedilmişse, bu ceza artık adli para cezasına çevrilemez (5237 Sayılı TCK.m. 50/2). Bu durumda, yasada yalnızca adli para cezasına çevrilemeyeceği belirtildiği için, önlemlere çevrilebilir.
5237 sayılı TCK.nun 125/3-a maddesindeki suç tanımında, hapis cezası ile adli para cezası seçenekli olarak öngörülmüştür. Mahkemece hapis cezasına hükmedilmesine karşın, bu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden, hapis cezasının adli para cezasına dönüştürülmesi suretiyle aynı Kanunun 50/2. maddesine aykırı davranılması,
4- Suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğine karar verilmek suretiyle 5275 Sayılı Kanunun 106/4. maddesine aykırı davranılması,
5- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250 esas ve 2009/13 karar sayılı kararında belirtildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilirken mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararın esas alınması, manevi zararın bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, somut olayda katılanların tazminat istemi bulunmadığı gibi dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde suça sürüklenen çocuğa yüklenen hakaret suçundan doğan ve hakimin basit bir araştırma ile saptayabileceği herhangi bir maddi zararının bulunmadığı gözetilmeden “hakaret nedeniyle verilen cezada ise sanığın katılanların manevi zararların gidermek istemediğini beyan etmesi” biçimindeki gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, Üst Cumhuriyet savcısı, suça sürüklenen çocuk ve onun müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 04/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.