4. Hukuk Dairesi 2020/2620 E. , 2020/3355 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... AŞ ve ... Ltd. Şti. aleyhine 23/08/2017 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın ... AŞ"ye karşı açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, davalı... Ltd. Şti."ye karşı açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/03/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince,
Dava; inşaat alanına verilen zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davalı ...Ş hakkındaki davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, davalı ... Ltd. Şti. hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkili tarafından ... meydan altgeçit inşaat işi kapsamında yapılan yer kaplamalarının 50 m2"sinin davalı ... ve yüklenicisi olan ... Ltd. Şti tarafından kazıldığını ve inşaat alanına hasar verildiğini, verilen hasarın düzgün bir şekilde tamir edilmediğini, davalılara yapılan tüm ihtarlara rağmen zararın giderilmediğini beyan ederek maddi zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalılar davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece verilen 23/12/2014 tarihli 2014/38 esas, 2014/875 karar sayılı ilk kararda; davanın zamanaşımı nedeni ile esastan reddine karar verilmiş; verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 09/02/2016 tarihli 2015/15309 esas ve 2016/1405 karar sayılı ilamı ile " Zamanaşımı, kamu kurumlarında dava açılması konusunda emir vermeye yetkili makamın verilen zararı ve faili öğrenme tarihinden itibaren başlar. Somut olayda zararın halen devam ettiği, yapılan kontrollerde bu durumun tespit edildiği, kaldı ki dava açmaya yetkili makamın olayı 31/12/2013 tarihli yazı ile öğrendiği sabittir. Mahkemece zararın halen devam ettiği ve emir vermeye yetkili makamın olur tarihinden dava tarihine kadar iki yılın da geçmediği gözetilerek işin esası incelenerek karar verilmesi gerekir. Davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.’’ şeklindeki gerekçe ile mahkeme kararı bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece verilen ikinci kararda; davalı ...Ş’nin iş sahibi olduğu, davalı ... Ltd. Şti.nin ise yüklenici şirket olduğu ve aralarındaki sözleşme hükümlerine göre üçünçü kişilere verilen zararlardan münhasıran davalı ... Ltd. Şti."nin sorumlu olacağından bahisle davalı.... hakkındaki davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, davalı... Ltd. Şti. hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 50 ve 51. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 61. madde) maddeleri gereğince birlikte bir zarara yol açanlar, zarara uğrayana karşı dayanışmalı (müteselsil) olarak sorumlu olup; zarar gören, eyleme katılanların tümünün dayanışmalı olarak sorumlu tutulmasını isteyebilir. İşveren ve yüklenici şirket olan davalılar arasında akdedilen sözleşmenin haksız fill sorumluluğunu düzenleyen hükümleri ve meydana gelen zarara ilişkin sorumluluktaki kusur oranları kendi aralarındaki rücu davasında gözetilecek olgulardandır.
Somut olayda, davalılardan ... Ltd. Şirketinin yüklenici, diğer davalının ise işveren olduğu, eylemin haksız fiil niteliğinde bulunduğu ve zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edildiği sabittir. Buna göre, yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler uyarınca davalılar, davacıya karşı müşterek ve müteselsil olarak sorumludurlar. Şu durumda, belirlenen maddi zararın anılan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle davalı BEDAŞ yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.Verilen kararın bu nedenle bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.