
Esas No: 2013/4914
Karar No: 2013/7094
Karar Tarihi: 14.11.2013
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/4914 Esas 2013/7094 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen itirazın kaldırılması ve iflas davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 12.01.2013 gün ve 2012/4732 Esas, 2013/255 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilince davalıya 27.04.2005 tarihli sözleşme uyarınca teslim edilen 1935 referans nolu 450 kg. altının iade edilmediği gibi bedelinin de ödenmediğini, ... 4. İcra Müdürlüğü"nün 2009/1311 sayılı dosyası ile İİK"nun 154. maddesine göre iflas yolu ile takip başlattıklarını, davalının haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının kaldırılmasına ve çıkartılacak depo emrine rağmen ödeme yapılmadığı takdirde iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince ... Yüksek Mahkemesi"nin yetkili kılındığını, MÖHUK"nın 47. maddesine göre Türk icra daireleri ve Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, iflas davasında da alacağın varlık ve miktarının belirlenmesi gerektiğini, bu doğrultuda ... Mahkemesinde açılmış bir dava bulunduğunu, sözleşmedeki yetki hükmü aşılmak amacıyla kötüniyetle iflâs takibi yapılarak davanın açıldığını, cevabi ihtarnamelerle de davacı faturalarının iade edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının itirazının kaldırılmasına ve iflasına dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz istemi üzerine Dairemizin 12.01.2013 tarih ve 2012/4732-2013/255 E-K sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bu kez, taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir
2-Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin incelemesine gelince;
Dava, İİK"nın 155. maddesi uyarınca başlatılan iflas yolu ile takibe yapılan itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 27.04.2005 tarihli sözleşme çerçevesinde teslim edilen altın nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflarca imzalanan sözleşmenin 14/e maddesinde "işbu sözleşme ... kanunları tarafından yönetilmekte olup buna göre yorumlanacağı ve SG (davacı) ve Konsinye Alıcısı"nın (davalı) her ikisi de İngiltere Mahkemesi"nin adli yetkisini kabul edecekleri" öngörülmüştür. Davacının da ... mahkemelerinde (The High Court Of Justice Commercial Court Royal Courts Of Justice) altının teslimi, olmazsa tazminat yada altın bedelinin ödenmesi istemiyle davalı aleyhine dava açtığı dosyadan anlaşılmaktadır.
MÖHUK"nın 47. maddesine göre, yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda
anlaşabilirler. Anlaşma, yazılı delille ispat edilmesi hâlinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması hâlinde yetkili Türk mahkemesinde görülür. Dosyaya sunulan yazılı sözleşmede uyuşmazlığın yabancı bir devlet mahkemesinde görüleceği kararlaştırılmış olup davalı vekili hem takibe itirazında ve hem de davaya cevabında yetki itirazında bulunmuştur. Yabancı devlet mahkemesince yetkisizlik kararı verildiği de iddia ve ispat edilmemiştir. Yetki sözleşmesi ile yabancı devlet mahkemesinin yetkili kılınmış olması halinde, Türk Mahkemelerinde artık dava açılamayacaktır (açılırsa, davalı Türk mahkemesinde yetki ilk itirazında bulunabilecektir). Ancak yetki sözleşmesi ile yetkili kılınan yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması halinde, dava yetkili Türk mahkemesinde görülebilir. Yargıtay 11.H.D."sinin 19.11.1990 tarih ve 7016-7400 sayılı kararı da aynı yöndedir. HGK da bu görüşü benimsemiştir. (Bak. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü 6.Baskı C.1, s. 645 vd.) 5718 sayılı Kanun ile 12.12.2007 tarihinde yürürlükten kaldırılan 2675 sayılı Kanun"un 31. maddesinde paralel düzenleme bulunmaktaydı.
İflas davalarında Türk Mahkemeleri İİK"nın 154/son maddesi uyarınca kesin yetkilidir. Bu yetki kamu düzeni ile ilgilidir. Ancak, iflas davalarında öncelikle alacaklı olduğunu iddia eden davacının alacaklı olduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Taraflar arasında imzalanan 27.04.2005 tarihli sözleşmenin 14/e maddesinde taraflarca alacak borç miktarının belirlenmesi bakımından ... Hukuk ve Mahkemelerinin yetkili kılındığı tarafların kabulündedir. Bu itibarla davacı, alacaklı olduğunu ve miktarını somut olayda ... Mahkemesinde açacağı alacak davası ile MÖHUK"nın 47.maddesi uyarınca net olarak belirlemeli ve kesinleştirdikten sonra iflas yollarından birisiyle alacağının tahsili yoluna gitmelidir.
Yukarıda açıklanan nedenler karşısında davacının öncelikle anılan yargı yerlerinde alacağının varlığını ispatlayacak bir karar alması ve bununla Türkiye’de borçlu aleyhine iflas yolu ile takip yapması ve iflas davası açması gerekirken , taraflar arası hukuk ve yetkili yargı yeri seçimini ortadan kaldıracak ve özellikle alacağın başka bir yer hukukuna tabi kılınması sonucunu doğuracak şekilde doğrudan iflas takibi yapması ve bunu dayanak göstererek iflas davası açması doğru olmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu bozma ilamının 3. bendinde yazılı şekilde bozma kararı verilmesi doğru görülmediğinden , davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 12.01.2013 tarih 4732 Esas, 255 Karar sayılı bozma ilamının 6. bendinin çıkarılarak kararın yukarıda açıklanan değişik gerekçeyle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde iadesine, davacıdan alınması gereken karar düzeltme harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına ve takdiren 218,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davacıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 14.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.