Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/87
Karar No: 2021/4786
Karar Tarihi: 06.04.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/87 Esas 2021/4786 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/87 E.  ,  2021/4786 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
    No : 2018/2732-2019/304

    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 1. İş Mahkemesi
    No : 2017/374-2018/179

    Ödeme emri iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen kararın taraf avukatlarınca temyiz edilmesi ve davacı avukatı tarafından da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27/10/2020 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü duruşma talep eden davacı adına Av. ... ve davalı adına Av...... aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    A- Davacı vekilinin 2015/16820 ve 2015/1823 sayılı ödeme emirlerine ilişkin mahkemece verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
    Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge adliye mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
    Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına gör parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
    25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek Madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
    HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
    HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E, 1990/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
    Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016-01.12.2016 tarihleri arasında 5.000 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530 TL; 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530 TL ve 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800 TL’dir
    Somut olay incelendiğinde, temyize konu ödeme emirlerinden 2015/16820 ve 2015/1823 sayılı ödeme emirlerine konu tutarın temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğu anlaşılmakla, bu ödeme emirlerine ilişkin karara karşı temyiz yoluna başvurulması miktar itibariyle mümkün bulunmadığından, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle REDDİNE, karar verilmiştir.
    B- Davacı ve Davalı taraf vekillerinin 2013/13389, 2013/21707, 2015/16821 sayılı ödeme emirlerine ilişkin mahkemece verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
    I- İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emirleri ile dava dışı Krom Maden A.Ş.ye ait prim ve işsizlik sigortası primi borçlarının müvekkilinden istendiğini, dava konusu ödeme emirlerinin Temmuz/2012-Haziran prim borçlarını kapsadığını, tebliğ edilen ödeme emirlerinde "5510 ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 88. maddesi gereğinde Krom Maden A.Ş."nin borçlan ile ilgili takip sorumlu olduğunuz dönemlerden adımıza çevrilmiştir." kaşesi bulunduğunu, davalı Kurumun dava dışı Krom Maden A.Ş için ... 1.İflas Müdürlüğünün 2014/3 Esas sayılı dosyasına prim alacakları için kaydını yaptırdığını, dava dışı borçlu şirketin hali hazırda davalı Kurumun ve diğer alacaklıların alacağını karşılayacak miktarda taşınır ve taşınmaz mallannın bulunmasına rağmen CVK şirketinin tüzel kişiliği atlanarak müvekkiline başvurulmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin hiç bir dönemde Krom Maden A.Ş."nin hissedarı, yönetim kurulu üyesi, üst düzey yöneticisi ya da kanuni temsilcisi olmadığını, CVK Dış Ticaret A.Ş."nin yönetim kurulu üyesi olan müvekkiline dava konusu borçlar ile ilgili her hangi bir bildirimde bulunulmadığını, müvekkilinin CVK Dış Ticaret A.Ş/nin yönetim kurulu üyeliğinden 06.03.2014 tarihinde istifa ettiğini, dava dışı Krom Maden A.Ş."nin hissedarı olan dava dışı CVK Dış Tıc. A.Ş."den tahsil edilmesi gereken prim borçları için müvekkiline ödeme emri gönderilmesinin kanun ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, müvekkili aleyhine başlatılan takip ve ödeme emirlerinin iptalini talep ve dava etmiştir.
    II- CEVAP:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkil Kurumda 114953.16, 114956.16, 132406.16 ve 1156935.16 işyeri sicil numaralannda faaliyet gösteren Krom Madensan A.Ş. işyerinin 2012/07-2013/11 dönemlerine ait borçlar için yönetim kurulu başkanı olan davacı hakkında 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre icra takibi başlatıldığını, davacının 16.05.2012 tarih, 8069 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde Krom Madensan A,Ş."de yönetim kurulu başkanı ve şirketi temsil ve İlzama yetkili olduğunun ilan edildiğini, bu tarihten sonra yönetim kurulundan ayrıldığına dair bir ilanın bulunmadığını, davacının ödeme emirlerine konu Kurum alacaklarından 5510 sayılı Yasanın 88. maddesine göre sorumlu olduğunu, 6183 sayılı Yasanın 58/5. maddesine göre itirazında kısmen veya tamamen haksız çıkan davacıdan Kurum alacağını %10 zamlı olarak tahsilini talep ettiklerini belirterek; davanın reddine, 6183 sayılı Yasanın 58/5 fikrası gereğince %10 haksız çıkma tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir
    III- MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece “Dava dışı borçu Krom Maden San.A.Ş. nin yönetim kuruluna CVK Dış Ticaret A.Ş.nin üye olarak seçildiği ve kendisini bir gerçek kişi ile temsil ettiği anlaşılmaktadır. 5510 ve 6183 Sayılı Yasalarda tüzel kişiliği bulunan anonim şirketin yönetim kurulunda yer aldığı diğer anonim şirketin kuruma olan borçlarından dolayı yönetim kurulunda yer alan Anonim Şirketin yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olacağına dair bir düzenleme yer almamaktadır. Ödeme emirlerine konu kurum alacaklarından sorumluluk borçlu anonim şirketi yönetim kurulunda yer alan CVK Dış Tic. A.Ş. Tüzel kişiliğine aittir. Yönetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu nedenlerle 2013/21707, 2013/133898, 2015/16820, 2015/16821, 2015/16823 nolu takip dosyalarından davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin davacı açısından sorumluluk şartları oluşmadığından iptali gerektiği” gerekçesiyle “Davanın Kabulü ile, Davacı aleyhine kurumca gönderilen 2013/21707, 2013/133898, 2015/16820, 2015/16821, 2015/16823 sayılı takip nolu dosyalardan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptaline” karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Mahkemece “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun Anonim Şirketin yönetim ve temsil kısmını düzenleyen 365.maddesinde "anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur" düzenlemesi mevcuttur. Buna göre prim ve idari para cezası borçları olan iflas halindeki Krom Madencilik San.Tic. A.Ş."nin borçları nedeniyle şirketin yönetim kurulu 5510 sayılı yasanın 88.maddesi, 6102 sayılı yasanın 365.maddesi gereğince sorumlu olup yönetim kurulu üyesi olan CVK Dış Ticaret A.Ş".ni borcun doğum tarihinden itibaren asıl borçlu ile birlikte müteselsil sorumludur. Aynı sorumluluk silsilesi çerçevesinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde 19/10/2011 tarih 7924 sayılı nüshasında belirtildiği şekli ile davacının yapılan oylama sonucunda 3 yıllığına yönetim kurulu üyeliği ile yönetim kurulu başkanlığına seçildiğinin anlaşılmasına göre, takip konusu olan ödeme emirlerindeki borçlardan sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Aksi bir düşünce ve değerlendirme kurum alacağının benzer işlemlerle tahsili imkanını sonuçsuz bırakabileceğinden kanun koyucunun böyle bir durumu hedeflemesi mümkün değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü ile ödeme emirlerinin iptaline dair kararı yasaya aykırıdır. Buna yönelik davalı Kurumun istinaf taleplerinin kabulü” gerektiğine dair gerekçeye işaretle “Davalı Kurumun istinaf başvurusunun kabulü ile ... 1. İş Mahkemesi"nin 2017/374 Esas ve 2018/179 Karar sayılı ilamının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve davanın Reddine” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle: “... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nin burada bir silsile düşünmesinin hukuki güvenlik, adalet, eşitlik ve kanunilik ilkelerine ters düşmekle birlikte hak ve fiil ehliyet sahibi olan yönetim kurulu üyesinin tüzel kişilik perdesinin hukuksuz olarak aralanması demektir. Kaldı ki kanun koyucu bu silsileyi düşünerek bu maddeyi koyması imkansızdır. Tüm bunlardan ayrı olarak kanun koyucunun madde metni dışında niyetini okumaya çalışmak da kanunilik ilkesine aykırıdır. Zira 5510 sayılı Kanun"un kabul tarihi 31.05.2006 olmakla birlikte 16.6.2006 tarih ve 26200 sayılı resmi gazetede yayınlanmıştır. Öbür taraftan 5510 sayılı Kanun"un 88. Maddesi ise 17.4.2008 tarih ve 5754 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 52. maddesi ile değişikliğe uğramış ve mezkur son halini almıştır. Bu meyanda 5510 sayılı Kanun"un 88/20 maddesi yürürlükte iken uygulanan Türk Ticaret Kanunu 6762 sayılı kanun olup Sayın Dairenizin de bildiği üzere bu kanuna göre tüzel kişiler yönetim kurulu üyesi olamamaktadır. Yani 6762 sayılı Ticaret Kanunu’nda tüzel kişilerin yönetim kurulu üyesi seçilmesine izin verilmemiş, bunların yerine temsilcileri olan gerçek kişilerin yönetim kurulu üyesi seçilebilecekleri öngörülmüştür. Tüzel kişilerin yönetim kurulu olmasına ilişkin düzenleme 6102 sayılı T.T.K. ile vücut bulmuştur. 6102 sayılı T.T.K. M. 359/2 "Bir tüzel kişi yönetim kuruluna üye seçildiği takdirde, tüzel kişiyle birlikte, tüzel kişi adına, tüzel kişi tarafından belirlenen, sadece bir gerçek kişi de tescil ve ilan olunur; ayrıca, tescil ve ilanın yapılmış olduğu, şirketin internet sitesinde hemen açıklanır. Tüzel kişi adına sadece, bu tescil edilmiş kişi toplantılara katılıp oy kullanabilir." şeklindeki ifadesi ile tüzel kişilerin yönetim kurulu üyesi olmasının yolu açılmıştır. 6102 sayılı Kanun"un kabul tarihi 13.1.2011 olup Resmî Gazete"de ise 14.2.2011 tarih ve 27846 sayıda yayınlanmıştır.Yukarıda bahsedildiği üzere 5510 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği tarihte 6762 sayılı Ticaret Kanunu uygulandığına göre ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nin bahsettiği gibi kanun koyucunun amacının Krom Maden A.Ş. Şirketinin yönetim kurulunda bulunan CVK Dış Tic. A.Ş."nin Yönetim Kurulu üyesi konumunda olan müvekkilin sorumlu olmasını düşünmesi hukuken imkansızdır. Zira bahsettiğimiz üzere 5510 sayılı Kanun"un yürürlük tarihi itibariyle Anonim Şirket yönetim kurulu üyeliğine gerçek kişiler seçilebilmektedir. CVK Dış Tic. A.Ş. İse ... 1. İş Mahkemesi"nin gerekçesinde belirttiği üzere Merve Harzadın tarafından temsil edilmektedir. Müvekkilin bu borçlardan sorumluluğu bulunmamaktadır. Burada sorumluluk hak ve fiil ehliyetine sahip CVK Dış Tic. A.Ş. Firmasına ait olup şirketin mal varlıklarından tahsili yoluna gidilmesi gerekmektedir.” şeklindeki temyiz itirazları ile davanın reddine ilişkin kararın bozulmasını talep etmiştir.
    Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle: Bölge Adliye Mahkemesince karar tarihindeki avukatlık ücret tarifesi dikkate alınarak vekâlet ücreti belirlenmesini talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Karar Tarihinde yürürlükte bulunanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 1. Maddesinde “Mahkemelerde, tüm hukuki yardımlarda, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sonlandıran her türlü merci kararlarında ve ayrıca kanun gereği mahkemelerce karşı tarafa yükletilmesi gereken avukatlık ücretinin tayin ve takdirinde, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve bu Tarife hükümleri uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Eldeki davada, Bölge Adliye Mahkemesince esas hakkında verilen kararın 07.02.2019 tarihli olması nedeniyle davalı lehine takdir edilecek red vekalet ücretinin de bu tarihte yürürlükte bulunan 2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin gereğince belirlenmesi gereken maktu red vekalet ücreti olan 2.725,00 TL olması gerekirken, kaldırılan İlk Derece Mahkemesi karar tarihi olan 19/04/2018 tarihinde geçerli olan 2.180,00 TL vekalet ücreti olarak kararda belirtilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 07/02/2019 tarih ve 2018/2732 Esas ve 2019/304 Karar sayılı ilamında “3” nolu bendin çıkartılarak yerine
    “3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 3.050. TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 06/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi