(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2013/11670 E. , 2014/593 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar Dairemizin 11.03.2013 gün ve 2012/10014-2013/4098 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, borçlu olmadığı halde ödenen paranın iadesi için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine ilişkin karar davacının temyizi üzerine Dairemizin 11.03.2003 tarih ve 10014/4098 sayılı kararı ile onanmış, onama kararı üzerine davacı vekili tarafından süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili aleyhine açtığı alacak davasının kabulüne karar verildiğini, kabul kararının kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafından alacağın ... Müdürlüğünün 2003/7627 sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, müvekkilinin takibe konu alacağı icra ve haciz baskısı altında davalının vekiline taksitler halinde ödediğini, mahalli mahkeme kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından bozulduğunu, bozmadan sonra yeniden yapılan yargılamada, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, sonuç itibariyle sanki dava hiç açılmamış gibi en başa dönüldüğünü, ödenen paranın iadesi için davalı hakkında Beyoğlu 3. İcra Müdürlüğünün 2007/17467 sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalının borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise alacağın zamanaşımına uğradığını, alacak davasının kabulüne ilişkin mahkeme ilamının...Müdürlüğünün 2003/7627 sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, davacının sulh olmayı teklif etmesi üzerine kendisi ile anlaşmaya varıldığını, davacının bu doğrultuda alacağı ödediğini sulh üzerine ödenen paranın geri istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacının parayı icra dosyasına değil, davalının avukatına taksitler halinde ödediği, davacının borcu olmadığı parayı hataen ödediğine dair bir kanıtı bulunmadığı, yapılan ödemenin sulhe dayalı olarak yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı turizm acentesi olup konaklatacağı turistler için davacıya ait otelde 15.05.2000-15.10.2000 tarihleri arasında oda tahsisi için davacı ile oda tahsis sözleşmesi imzalamıştır. Davacı şirket, tahsisini taahhüt ettiği odalar için davalı tarafından rezervasyon teyidi istenildiği halde vermediğini, bunun üzerine başka bir otelle daha fazla fiyat ile sözleşme imzalamak zorunda kaldığını ileri sürmüştür. Davalı; aradaki fiyat farkına yönelik olarak davacı aleyhine açılan tazminat davasında Antalya 2.Asliye hukuk Mahkemesi 27.06.2003 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, verilen kararın kesinleşmesi ./..
beklenilmeden davalı alacağını tahsil için icra takibi başlatmıştır. Davacı ise borçlu olduğu parayı takip dosyasına ödemek yerine 13.10.2003 ila 17.05.2004 tarihleri arasında peyderpey alacaklı vekilinin banka hesabına ödemiştir. Sonraki süreçte alacağa ilişkin yerel mahkeme kararı Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 24.01.2005 gün ve 15282/129 sayılı kararı ile bozulmuştur. Yargıtay bozma gerekçesinde; "mahkemece her iki otel fiyatları arasındaki farka hükmedilmiş olmasına karşın, her iki otelin kalite ve tesis itibariyle aynı koşullara haiz olup olmadığı ve fiyat farkının buradan ileri gelip gelmediğinin araştırılması gerektiğine" değinilmiştir. Bozma kararından sonra yeniden yapılan yargılamada taraflar davayı takip etmediklerinden mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş bu karar da 24.11.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı acente bu durumu gerekçe göstererek ödediği paranın iadesini istemiştir. Davacı, davalının sulh iddiasını kabul etmediği gibi davalı da sulha ilişkin bir kanıt sunmamıştır. İlama dayalı olarak yapılan icra takibi üzerine paranın takip dosyasına değil alacaklı vekiline ödenmiş olması yapılan ödemenin sulha dayalı olduğunu göstermez. Somut olayda ispat yükü davalıda olup davalı ödemenin sulha dayalı olduğunu sunduğu delillerle kanıtlayabilmiş değildir. Dosya kapsamına ve sunulan delillere göre paranın davacı tarafından takip baskısı altında ödendiğinin kabulü gerekir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığa neden olan olayda davacının sorumluluğu bulunmadığına ilişkin kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmamakla birlikte alacağın varlığına ilişkin de bir yargı kararı söz konusu değildir. Bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına ve sunulan delillere uygun düşmeyen gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olup hükmün bozulması gerektiği bu defaki incelemede anlaşılmıştır.
SONUÇ : Davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 11.03.2003 tarih ve 10014/4098 onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene iadesine 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.