4. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/2851 Karar No: 2012/5273 Karar Tarihi: 29.03.2012
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2011/2851 Esas 2012/5273 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2011/2851 E. , 2012/5273 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 14/08/2003 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 16/01/2007 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, 2330 sayılı yasadan kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin davalı ... yönünden taraf sıfatının yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dışı polis memuru ...’ın davalıları tutuklamak isterken davalılar tarafından taşla yaralandığını, polis memurunun 5 gün süreyle iş ve güçten maruz kaldığını ve çehrede sabit eser oluştuğunun tespit edildiğini, ... Asliye Ceza Mahkemesi 2002/28 esas, 2003/5 sayılı kararıyla davalıların suçlu bulunduğunu, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Komisyonu tarafından polis memuruna tazminat ödendiğini ve ödenen tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalılar ...’a müessir fiilde bulunmaktan ceza almadıklarını, görevli memura mukavemet suçundan cezalandırıldıklarını, tazminat ödenmesinde yüzde sabit eser kaldığı ilkesine dayanıldığını, kesin doktor raporuyla bu hususun mevcut olmadığının kanıtlandığını bu nedenle davanın reddini savunmuşlardır. Mahkeme, ceza dosyasında Yozgat devlet hastanesinden alınmış kesin rapor olduğunu ve raporun çehrede sabit eser olmadığını belirtmesine rağmen Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yazısı doğrultusunda daha alt dereceli ... Devlet Hastanesinden tek doktor imzasıyla rapor alındığını, çehrede sabit eser oluştuğuna dair ortada kesin bir rapor bulunmadığını, ceza dosyasındaki raporun KBB ve göz hastalıkları uzmanlarınca verildiğini, davacının dayandığı raporun, rücu davasına dayanak teşkil edilebilecek kesin bir rapor olmadığını, yüzde sabit iz olmadığını ve ödemenin sebepsiz kaldığını, ödemeyi yapan İçişleri Bakanlığının polis memuruna sebepsiz zenginleşme davası açabileceğini, tazminat ödemesinin sanık ...’un polis memurunu taşla yaralamasına bağlı olduğunu bu nedenle diğer davalı ...’in borçlu sıfatının olmadığını belirterek davalı ... yönünden taraf sıfatının yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden reddine karar vermiştir. Davalılar ... ve ...’in ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2002/28 esas ve 2003/5 karar sayılı dosyasında davalılar ...’in görevli memura mukavemet suçunu işlediği sabit olduğundan ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş yine diğer davalı ...’in görevli memura mukavemet suçunu işlediği sabit olduğundan ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ve para cezasının ertelenmesine karar verilmiştir. Yargıtay 4.CD’si 2004/15063E. ve 2006/732K. İlamı ile 5237 sayılı Yasanın 7. ve 5252 sayılı Yasanın 9/3.maddeleri ve 5271 sayılı Türk Ceza Yasası hükümleri de gözetilerek yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması gerekçesiyle söz konusu hükmü bozmuştur. Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi düzenlemesine göre; hukuk hakimi ceza mahkemesinin kararı ile bağlı değilse de, olgu belirlenmesi ve mahkumiyet kararları ile bağlıdır. Somut olayın niteliği de gözetilerek yerel mahkemece, anılan ceza dosyası getirtilerek incelenmeli ve burada belirlenen maddi olgulara göre varılacak sonuç nazara alınarak karar verilmelidir. Bu yönün gözetilmemiş olması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.