23. Hukuk Dairesi 2013/5521 E. , 2013/7068 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki borcun muaccel olmadığının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin, davalı kooperatifin üyesi olduklarını, 01.06.2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararla üyeliklerine son verildiğini, genel kurul toplantısının iptali için dava açıldığını, kırsal alanda sosyal destek projesi kapsamında yapılan kredilendirme projesine dahil 100 ortak bulunduğunu, 2 ortağın ayrıldığını ve kalan 98 ortağın 20.03.2012 ile 20.03.2017 tarihleri arasında toplam 6 taksit de 7.467,60 TL ödeyeceklerini, projeden yararlanmak için kooperatif üyeliğinin şart olduğunu, üyeliğin sonlandırılması nedeniyle borcun tahsil edilebilir hale getirilmeye çalışıldığını ileri sürerek, borcun muaccel hale gelmediğinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, davacıların, kooperatif aracılığıyla kredi kullandıklarını ve fakat sözleşme ve taahhütlerini ... Kaymakamlığı ile Zıraat Bankasına verdiklerini, borçlanma ve taahhüt sözleşmelerinin müvekkil kooperatifle alakalı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın devamı sırasında davaya konu borcun davacılar tarafından ödendiği, davanın konusuz kaldığı, davacı yanca davaya alacak davası olarak devam edilmek istenmişse de davalı tarafın iddianın genişletilmesine muvafakat göstermediği, esas olarak da ortada bir alacağın kalmadığı, davacıların kendi açtıkları davanın sonucunu beklemeden ödeme yapmış olmaları nedeniyle ödemenin iradi yapıldığının sabit olduğu gerekçesiyle, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacıların, kooperatif aracılığıyla, kırsal alanda destek projesi kapsamında kullandıkları kredi borçlarının muaccel olmadığının tespiti istemine ilişkin olup; davacılar vekili, yargılama sırasında müvekkillerinin borcu zorunlu olarak ödendiğinden, ıslah yoluyla davaya alacak davası olarak devam edeceklerini açıklamıştır.
Davanın açılmasına bağlanan sonuçlardan biri de davanın açıldıktan sonra davacının, davalının rızası olmaksızın davasını genişletmesi ve değiştirmesi yasağıdır. Talep sonucunun genişletilmesi ve değiştirilmesi davalının rızasına bağlı kılınmıştır. Ancak ıslah işlemi, bu yasağın istisnalarından biri olup, davalının muvafakatına bağlı değildir ( HMK. m. 141.) Somut olayda, davacılar vekili tarafından davanın ıslah edileceğine ilişkin beyan mahkemece gözetilmemiş, gerekçeli kararda, ıslah işleminin davalı yanın kabulüne bağlı olduğu gerekçesine dayanılması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla mahkemece, davacı yana, ıslah için gerekli usuli işlemleri tamamlanması, harcının yatırılması için önel verilerek usulüne uygun olarak yapıldığı takdirde ıslah sonucu ileri sürülen talep çerçevesinde inceleme yapılması gereklidir.
Davacıların, kooperatif üyeliklerinin devamı halinde iki yılı ödemesiz, devam eden dönemde ise taksitle, kredi borçlarını ödemeyi taahhüt ettikleri dosyada mevcut kredi sözleşmelerinden anlaşılmaktadır. Davacılar vekili, krediden yararlanmanın kooperatif üyeliğine bağlı olduğunu ve müvekkillerinin ihraç edildiklerini, ihraca ilişkin olarak 01.06.2010 tarihli genel kurul kararının iptali için dava açtıklarını ileri sürdüğüne göre; ihraç kararının iptali için açılan davanın kabulü ve kesinleşmesi halinde kredi geri ödemesinin erken yapılma sebebi ortadan kalkacağından, davacıların iş bu dosya konusu davayı açmakta hukuki yararları bulunduğu açıktır. Davacıların ihraçlarına ilişkin genel kurul kararının iptali için açılan dava sonucu iş bu dava sonucunu etkileyeceğinden, mahkemece bekletici mesele yapılarak sonucuna göre değerlendirme yapılması gereklidir.
Mahkemece, yukarıda değinilen hususlar düşünülmeksizin eksik incelemeye dayalı hatalı değerlendirme ile davacıların hesaplarına Ziraat Bankası tarafından bloke konduğu ve açılan iş bu davanın, yapılan ödemeler için ihtirazi kayıt teşkil ettiği de gözden kaçırılarak, kredinin yargılama sırasında ödenmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 13.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.