Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/909
Karar No: 2013/315
Karar Tarihi: 10.01.2013

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2011/909 Esas 2013/315 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2011/909 E.  ,  2013/315 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15.09.2010 tarih ve 2009/113-2010/378 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08.01.2013 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili şirketin oto motor ve yedek parçaları alanında dünyaca tanınmış bir şirketler grubuna dahil olup, özellikle “contalar, salmastra, mühürler ve tıkama malzemeleri” alanında "..." markası altında üretim yaptığını, 1990 yılında 12. ve 17. sınıflarda tescil edilen tanınmış "...", "..." ve "..." markalarının da sahibi olduğunu, davalının "..." ve "..." ibarelerini 09., 12. ve 17. sınıflarda marka olarak tescil ettirdiğini, davalının marka tescilinde kötü niyetli olduğunu, davalı markalarının müvekkiline ait marka ile karıştırılabileceğini ve müvekkil markasının tanınmışlığından yararlanacağını ileri sürerek, davalı adına tescilli markaların 12. ve 17. sınıflar yönünden hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, hükümsüzlük davasının tescil tarihinden itibaren 5 yıllık süresi içinde açılmadığını, müvekkiline ait markaların Türkiye’deki ticari faaliyetleri sonucunda tanınan bir marka haline geldiğini ve bu kullanım sonucunda ayırt edicilik kazandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, dava dilekçesinde "...", "..." ve "..." markalarına dayanılmışsa da Türkiye"de davacı adına sadece 117642 ve 22900 sayılı "..." ibareli markaların, 17. sınıfta yer alan "contalar" emtiası için 18.02.1990 ve 22.07.2004 tarihlerinden itibaren geçerli olmak üzere tescilli bulunduğu, davalı şirketin 09., 12. ve 17. sınıflarda 2004/12201 sayı ile "..." ibaresini ve 2004/12202 sayılı "..." ibaresini 03.05.2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 06.04.2005 ve 28.06.2005 tarihlerinde tescil ettirdiği, tescilden itibaren 5 yıl geçmediğinden hükümsüzlük davasının süresi içerisinde açıldığı, davalıya ait markaların esas unsurlarını "..." ve "..." ibarelerinin oluşturduğu, davaya konu markalara bir bütün itibariyle bakıldığında, barındırdıkları esas unsurlar itibariyle, markaların birbirleriyle aynı olmasa da 556 sayılı KHK."nin 42. maddesi yollaması ile 8/1-b maddesi gereğince benzer bulundukları, davacı markasının tanınmış olduğu, "..." ve "..." ibarelerinin, davacıya ait markanın tescil edildiği ve hükümsüzlüğü talep edilen sınıflarda, herkes tarafından kullanılagelen ibarelerden olmadığı, aynı şekilde davalı adına tescil edilen "..." ibareli markada yer alan üçgen şekli ile davacı adına Topluluk Markası olarak tescil edilmiş markada yer alan üçgen figürleri arasında bir benzerliğin bulunduğu, bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davalının davaya konu markaların tescilinde kötü niyetli sayılabileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve her ne kadar mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporlarında, dosyaya sunulan kanıtların davacı şirket markasının tanınmış olduğunun kabulü için yeterli bulunmadığı bildirildiği halde, mahkemece bilirkişilerin bu görüşlerine aykırı olarak, üstelik bu hususta farklı bir gerekçe de karar yerinde gösterilmeden, davacı markasının tanınmış olduğuna karar verilmesi yerinde değilse de, dosyaya sunulan kanıtlardan davalı tescilinin kötü niyetli olduğunun belirlenmiş bulunmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 7,15 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi