10. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/23257 Karar No: 2016/3281 Karar Tarihi: 15.03.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/23257 Esas 2016/3281 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2014/23257 E. , 2016/3281 K.
"İçtihat Metni"
... Başkanlığı adına Av. ... ile ... aralarındaki dava hakkında ... Anadolu 2. İş Mahkemesinden verilen 16.07.2014 günlü ve 2010/1411-2014/451 sayılı hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davalı ..."e gerekçeli kararın, mernis adresi olarak bildirilen, "..." adresinde kardeşine tebliğ edildiği görülmektedir. Ancak davalı son celse doğru adresinin, "......" olduğunu bildirmiştir. 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi "Tebligat, tebliğ yapılacak kişinin bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebliğ yapılması caizdir. (Ek fıkra:11.1.2011-6099 SK/3.md) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarakkabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi (Ek fıkra 11.1.2011-6099 SK /5.md) gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli ayrılmış dahi olsa, tebliğ memuru imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır.İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” Tebligat Kanunu’nun 35/2. maddesi “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır” hükmünü içermektedir. Dosyada ise, davalı ..."in bildirdiği son adresine, Anayasa Mahkemesi"nin 2012/1034 bireysel başvuru numaralı talep konusunda verdiği, 10 Mayıs 2014 tarihli ve 28996 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 20.03.2014 tarihli kararında yer alan “...başvurucuya ilk derece mahkemesi kararının gerekçesini bilerek ve bu gerekçeye karşı iddialarını sunacak şekilde temyiz başvurusu yapma imkânı verilmesinde hukuki yarar bulunduğu...” şeklindeki gerekçe de dikkate alınmak suretiyle; gerekçeli kararın yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresinin geçmesi beklendikten ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 432"inci maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyasının mahalli mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlık giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.