16. Hukuk Dairesi 2016/1983 E. , 2016/7015 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 26040 ada 4 ve 5 parsel sayılı sırasıyla 364.00 ve 300.00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldıkları, 26040 ada 4 parsel sayılı taşınmazın dava ve temyize konu 100/364 hissesinin 2010 yılından beri ..."ün, 10/364 hissesinin 1988 yılından beri ..."ın fiili kullanımında bulunduğu ve (E) harfi ile gösterilen evin 100/364 hissesinin ..."e ait olduğu, 26040 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 147/300 hissesinin 1988 yılından beri ..."ın fiili kullanımında bulunduğu ve (A) harfi ile gösterilen evin 147/300 hissesinin ..."a ait olduğu şerhi yazılarak arsa vasfıyla adına tespit edilmiştir. Davacı ... 26040 ada 4 parsel, birleşen dosya davacısı ... 26040 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlarda paylarının hatalı yazıldığını belirterek kullanıcısı oldukları kısımların yüzölçümleri belirtilerek adlarına şerh verilmesi talebiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava ve birleşen davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 26040 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların arsa vasfıyla adına tapuya tescillerine, 26040 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 30.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda temyize konu (B) harfi ile gösterilen 203.62 metrekarelik kısmının 1988 yılından beri davacı ..."ün fiili kullanımında olduğunun ve üzerindeki (E) harfi ile gösterilen evin kendisine ait olduğunun, (C) harfi ile gösterilen 18.45 metrekarelik kısmın 1988 yılından beri davacı ..."ın fiili kullanımında olduğunun tespitine, 26040 ada 5 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 183.41 metrekarelik kısmının 1988 yılından beri davacı ..."ın fiili kullanımında olduğunun ve üzerindeki (A) ile gösterilen evin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ...; çekişmeli 26040 ada 4 parsel, birleşen dosya davacısı ... 26040 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesinde paylarının hatalı yazıldığını belirterek kullanıcısı oldukları kısımların yüzölçümleri belirtilerek beyanlar hanesine şerh verilmesi talebiyle dava açmışlardır. Mahkemece özetle, davacıların kullandıkları yer kadar alanın sahibi olmalarını engelleyici kullanıcı ve muhdesat tespitinin yasal düzenlemenin amacına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 26040 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 30.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda temyize konu (B) harfi ile gösterilen 203.62 metrekarelik kısmının ..."ün fiili kullanımında olduğunun ve üzerindeki (E) harfi ile gösterilen evin kendisine ait olduğunun, (C) harfi ile gösterilen 18.45 metrekarelik kısmının ..."ın fiili kullanımında olduğunun tespitine, 26040 ada 5 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 183.41 metrekarelik kısmının ..."ın fiili kullanımında olduğunun ve üzerindeki (A) ile gösterilen evin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Kullanım kadastrosu sırasında, kullanıcılar lehine beyanlar hanesine verilecek şerh, çekişmeli taşınmazların imar parseli olması nedeniyle ancak hissesi üzerinde verilebilir. Mahkemece buna aykırı olarak, dava konusu olmayan diğer payları da etkileyecek şekilde, davacıların zeminde kullandıkları yerler belirtilerek beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi isabetsizdir. Hal böyle olunca, mahkemece yapılacak iş; dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek, birleşen dosya davacısı ..."ın dava konusu ettiği 26040 ada 4 parsel sayılı taşınmazın (4C1) ile gösterilen 2.78 metrekarelik, 26040 ada 5 parsel sayılı taşınmazın (5A1) ile gösterilen 116.59 metrekarelik kısımları hakkında tespit tarihinde kullanım bulunmadığı gerekçesiyle bu kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiş olması, (4C1) ve (5A1) ile gösterilen bu kısımlar hakkındaki ret kararının temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olması göz önüne alınarak, (4C1) ve (5A1) ile gösterilen kısımlar çıkartıldıktan sonra taşınmazların geri kalan temyize konu kısımlarındaki pay oranları yeniden belirlenmek suretiyle rapor alınıp, oluşan yeni duruma göre hüküm kurmaktır. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek hatalı değerlendirme ile karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.