23. Hukuk Dairesi 2013/6214 E. , 2013/7018 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kendisinin kooperatife herhangi bir borcu bulunmadığı halde 780 no"lu senede dayalı olarak hakkında icra takibi yapıldığını, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek, takibe konu borç senedinin ve icra dosyasının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı kooperatif vekilinin takip talebine senet aslını eklemediği, eklediği suretin aslına uygunluğunu onaylamadığı, senet aslının dava dosyasına da sunulmadığı, icra takip dosyasındaki müşterek ve müteselsil borç senedi başlıklı evrakta bir kısım imzaların suret üzerine sonradan atılmış olduğu, bir kısım imzaların fotokopi olduğu, davalının isminin yazıldığı yerde bulunan imzanın da fotokopi ya da suret olduğu, takip konusu yapılan senedin bu haliyle hukuki kıymetinin bulunmadığı ve borçluları ilzam etmeyeceği, bu belgenin ilam niteliğini haiz bulunmadığı, buna rağmen ilamlı takiplere özgü icra emri gönderildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne ve ... İcra Müdürlüğü"nün 2005/177 E. sayılı icra dosyasının iptaline karar verilmiştir.
Kararı , davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, icra takibine konu senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Tarım Kredi Kooperatifleri"nin krediyle ilgili alacak senetleri kooperatifin bulunduğu yerdeki mahalle ve ihtiyar heyeti tarafından onaylanır. Bu şekilde onaylanan senetler 1585 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu"nun 12. maddesi uyarıca İİK"nın 38. maddesinde sayılan ilam niteliğindeki belgelerdendir. Bu durumda, mahkemece takip konusu senedin ilam niteliğini haiz bulunmadığı yönündeki gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nın 211/1. maddesi, " Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir:
a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.
b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir." hükmünü içermektedir.
Davalı kooperatifin 07.05.2007 tarihli cevabi yazısında takip dayanağı borç senedinin aslının ... Ağır Ceza Mahkemesi"nde olduğu bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece, ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin bozulmakla 2011/154 E. sayısını alan dosyasının Yargıtaydan dönüşü beklenip, takip dayanağı borç senedi aslı getirtilerek 6100 sayılı HMK"nın 211. maddesindeki usulle sahtelik incelemesi yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının incelemeye elverişli imzaları bulunduğu kurum ve kuruluşlardan istenip, Ağır Ceza Mahkemesi dosyasının Yargıtay"dan dönüşü beklendiği halde, bu ara kararından rücu olunmaksızın, davalı tarafça Ağır Ceza Mahkemesi"nde bulunan senet aslının sunulmasının mümkün olmadığı gözardı edilerek eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.