Esas No: 2020/17260
Karar No: 2022/5320
Karar Tarihi: 21.04.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/17260 Esas 2022/5320 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, suç tarihinden sonra yayımlanan ve ceza miktarı açısından sanık aleyhinde olan bir kanun maddesi uyarınca fazla ceza tayini yapılmıştır. Ayrıca, şüpheliye kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği için kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, Adana Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararı Dairemiz tarafından bozulmuştur. Gerekçeler arasında, suçun zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı ve cezanın artırımına ilişkin TCK'nın 43. maddesi vurgulanmıştır. Detaylı olarak kanun maddeleri şöyle açıklanabilir:
- 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları: tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulaması
- TCK'nın 7/2. maddesi: suça ilişkin ceza hukuku düzenlemelerinde geriye doğru yasal düzenleme yapamama ilkesi
- 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191/1. maddesi: uyuşturucu madde bulundurma suçunun cezasını düzenlemektedir
- TCK'nın 43. maddesi: zincirleme suçların cezasının artırılması gerektiğini belirtir.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARLA
İLGİLİ BİLGİLER
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi-Numarası : 18/03/2016 - 2015/972 esas ve 2016/374 karar
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Aralarındaki bağlantı nedeniyle Dairemizin 2021/13431 esasında kayıtlı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 25/03/2021 gün, 2019/2183 esas ve 2021/663 karar sayılı dosyası ile birlikte incelenmiştir.
- 21/04/2014 tarihli eylem nedeniyle suç tarihinden sonra 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca, usulüne uygun bir şekilde 12/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verildiği ve sanığa bizzat 12/09/2014 tarihinde tebliğ edilmesinin ardından infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği ve infazına başlanıldığı,
- Ancak sanıkla ilgili yürütülen 10/09/2014 suç tarihli ayrı bir soruşturma bulunduğu ve 12/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından önce işlendiğinden bahisle soruşturma evraklarının birleştirilebilmesi amacıyla usul ve yasaya aykırı olarak 12/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırıldığı, 21/04/2014 ve 10/09/2014 tarihli suçlara ilişkin soruşturma evraklarının 10/02/2015 tarihinde birleştirildiği bu kez her iki suça ilişkin 11/02/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verildiği,
- Şüpheliye 11/02/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulüne uygun tebliğine dair dosyada evrak bulunmadığı gibi bu kararın içeriğinde şüphelinin bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin de gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için karar şüpheli tarafından öğrenilmiş olsa bile, 11/02/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı,
- Kaldırılan 12/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının infazı için başlatılan denetimli serbestlik dosyası kapsamında aldırılan 11/11/2014 tarihli tahlil sonucunda uyuşturucu madde kullandığının tespit edildiği ve sanığın yükümlülüklere uymaması nedeniyle denetimli serbestlik dosyasının kapatılarak 20/10/2015 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
- Kaldırılan 12/09/2014 tarihli erteleme kararının infazı için açılan denetimli serbestlik dosyasında yükümlülüklere uymaması nedeniyle bu kez 11/02/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırıldığı ve 09/11/2015 tarihli iddianame düzenlendiği,
- İncelemeye konu Adana 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/03/2016 tarihli kararında TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca suç tarihi itibarıyla sanığın lehine olan kanun maddesinin uygulanması suretiyle ceza miktarının suç tarihinde yürürlükte olan ve sanık lehine olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve ceza miktarı itibarıyla sanık aleyhine olan 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/1. maddesi gereğince temel cezanın 2 yıl olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini suretiyle sanık hakkında mahkûmiyet kararı verildiği,
- UYAP sorgulamasında sanık hakkında 02/05/2015 tarihinde işlediği suç ile ilgili olarak Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/09/2015 tarihli 2015/255 esas ve 2015/395 sayılı kararı ile değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK’nın 191/8. maddesi gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın 06/10/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla;
11/02/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının içeriğinde itiraz süresi ve merciinin de gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için kesinleşmediği dolayısıyla bu kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden tedbirin infazına başlanmasının hukukî sonuç doğurmayacağı ve erteleme süresi içinde kesinleşmeden işlenen eylemlerin tek suç kabul edilerek temel ceza tayininde alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi olarak kabul edilmesi gerekeceğinden, Dairemizin 2021/13431 esasında kayıtlı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 25/03/2021 gün, 2019/2183 esas ve 2021/663 karar sayılı dosyasının Dairemizin 21/04/2022 tarihli kararları ile bozulduğu ve henüz kesinleşmediği, Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/09/2015 tarihli 2015/255 esas ve 2015/395 karar sayılı dosyasının kanun yararına bozulması hususunda gereğinin takdiri için Cumhuriyet savcılığına bildirimde bulunulabileceği gözetilerek, aralarındaki bağlantı nedeniyle bozma gerekçeleri de dikkate alınarak söz konusu dosyalarının birleştirilmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerinin tek suç veya ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra, zincirleme suç oluşturduğunun kabul edilmesi durumunda; ağır sonuç doğuran suç esas alınarak belirlenecek cezanın, zincirleme suç nedeniyle TCK'nın 43. maddesi gereğince artırılarak karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 21/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.