(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2020/5965 E. , 2020/10236 K.
"İçtihat Metni"
Hırsızlık ve trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçlarından sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1, 179/3. maddesi delaletiyle 179/2 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 7 ay 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Samsun 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2019 tarihli ve 2019/615 esas, 2019/1135 sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı"nın 10.03.2020 gün ve 94660652-105-55-1491-2020-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 18.03.2020 gün ve 2020-34556 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
MEZKUR İHBARNAMEDE;
Dosya kapsamına göre, sanığın olay günü müştekiye ait araçta birlikte yolculuk yaptıkları sırada müştekinin telefonla konuşmak amacıyla araçtan indiği sırada, aracı üzerinde bulunan kontak anahtarı ile çalıştırarak müştekinin rızası dışında bulunduğu yerden alması sonrasında, alkollü vaziyette aynı aracı kullanırken polis ekipleri tarafından aracın önü kesilmek suretiyle yakalanması şeklinde gerçekleşen somut olayda, adı geçen sanığın müştekinin aracını, rızası dışında, üzerindeki kontak anahtarla çalıştırması ile kendi hakimiyet alanına soktuğu ve hırsızlık suçunun tüm unsurları itibariyle bu aşamada oluştuğunun anlaşılması karşısında, sanığın tamamlanan hırsızlık eylemi ile sonrasında gerçekleştirilen fiiller arasında illiyet bağı kurulamayacağı gibi eylemlerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle sanığın mahkûmiyetine karar verilen hırsızlık ve trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçlarının birlikte işlenen suç olarak kabul edilemeyeceği cihetle,
5237 sayılı Kanun"un 141/1. maddesinde düzenlenen basit hırsızlık suçunun, 02/12/2016 tarihinde Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun “Uzlaşma” başlıklı 254. maddesi hükümlerinin öncelikle uygulanması suretiyle kovuşturma dosyasının, uzlaştırma işlemlerinin 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Oluş ve dosya içeriğine göre, sanığın olay günü müştekiye ait aracı üzerinde bulunan kontak anahtarı ile çalıştırarak müştekinin rızası dışında bulunduğu yerden alması sonrasında, 2.79 promil alkollü vaziyette suça konu araç ile seyir halindeyken polis ekipleri tarafından durdurularak yakalandığı şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun, 02/12/2016 tarihinde Resmî Gazete"de yayımlanarak
yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun “Uzlaşma” başlıklı 254. maddesi hükümlerinin öncelikle uygulanması suretiyle kovuşturma dosyasının, uzlaştırma işlemlerinin 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ihbar yazısı incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmüş olduğundan KABULÜ ile sanık ... hakkında hırsızlık suçu yönünden Samsun 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2019 tarihli ve 2019/615 esas, 2019/1135 karar sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin merciince yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 26/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.