Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2012/6026
Karar No: 2013/28491
Karar Tarihi: 03.12.2013

Konut dokunulmazlığını bozma - cinsel taciz - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2012/6026 Esas 2013/28491 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Çarşamba 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 2010/231 (E) ve 2010/8 (K) numaralı kararda, sanığın konut dokunulmazlığını bozma ve cinsel taciz suçlarından hüküm giydiği belirtilmiştir. Kararda, eklenti (müştemilat) kavramının konut ya da işyerine bağlı veya pek yakın yerler anlamını taşıdığı ifade edilmiştir. Bir yerin eklenti sayılabilmesi için dış alemden ayrılmış olması gerektiği ve bu yere girmenin hak sahibinin rızası dışında olamayacağının anlaşılır durumda olması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, olayın ve konutun ya da işyerinin özelliğine göre, duruşma yargıcının konut ya da işyeri eklentisi olduğu ileri sürülen yerde keşif yaparak, bu yerin konut ya da işyeri eklentisi olup olmadığı konusunda yerinde araştırmada bulunması gerektiği vurgulanmıştır.
Kararda, sanığın cinsel taciz suçundan hüküm giydiği ancak açıklanan gerekçelerin yanıltıcı olduğu ve suçun özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda da, zararın maddi tarafının nazara alınması gerektiği ve suçun zarar doğuran bir suç olması durumunda hükm
2. Ceza Dairesi         2012/6026 E.  ,  2013/28491 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 5 - 2010/260372
    MAHKEMESİ : Çarşamba 2. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 14/01/2010
    NUMARASI : 2009/231 (E) ve 2010/8 (K)
    SUÇLAR : Konut dokunulmazlığını bozma, cinsel taciz

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
    I- Eklenti (müştemilat) kavram olarak konuta ya da işyerine bağlı veya pek yakın yerler anlamını taşır. Daha açık bir deyimle “eklenti” (müştemilat) konut ya da işyeri ve benzeri yapıların kullanılış amaçlarından herhangi birini tamamlayan diğer yerlerdir.
    Bir yerin, hak sahibinin başkalarının buraya girmesine rıza göstermeyeceğini belirtecek nitelikte bir takım işaretlerle dış alemden ayrılmış olması, bu yerin konut ya da işyeri eklentisi sayılması için yeterlidir. Bu işaretlerin mutlaka sağlam ve aşılması mümkün olmayan duvar şeklinde olmasına gerek yoktur. Hatta bu engellerin, maddi olması da şart olmayıp, pisişik bir engel veya işaret olması da yeterlidir. Daha doğrusu bu yere girmenin, hak sahibinin rızası dışında olamayacağının anlaşılır durumda olması gerekir. Özellikle failin kastının belirlenmesi bakımından hak sahibinin özgüleme (tahsis) iradesini anlaşılır kılacak, bazı maddi işaretlerin bulunmasına gereksinim vardır.
    Bir yerin etrafı çevrili ise, burayı eklenti saymak kolaydır. Fakat bir yerin etrafı çevrili bir yer içinde bulunması o yerin her zaman için konut eklentisinden sayılmasını mümkün kılmaz. Çünkü önemli olan bu yerin, girildiği takdirde konut ya da işyeri sakinlerinin kişi özgürlüklerinin huzur ve güvenliğinin bozulabileceği bir yer olmasıdır.
    O halde suça konu olan bir yer, doğrudan doğruya konut ya da işyeri olmasa bile bu yere girilmesi veya girildikten sonra çıkılmaması konutun ya da işyerinin huzur ve sükununu bozuyorsa, dolayısıyla kişi hürriyetini ortadan kaldırıyorsa, bu gibi yerleri eklenti olarak daha doğrusu konutun ya da işyerinin eklentisi (müştemilatı) olarak kabul etmek uygun olur.
    Her olayın ve konutun ya da işyerinin özelliğine göre duruşma yargıcı konut ya da işyeri eklentisi olduğu ileri sürülen yerde keşif yaparak, bu yerin konut ya da işyeri eklentisi olup olmadığı konusunda yerinde araştırmada bulunarak, yöresel gelenek ve inançları da gözeterek, Yargıtay denetimine olanak sağlayacak biçiminde bir sonuca varmak zorundadır.
    Temyiz incelemesine konu somut olay, geceleyin, katılanların ikinci kattaki evlerinin duvarına merdiven dayayarak, pencereden içeriyi gözetleyen sanığın, farkedilmesi üzerine kaçması şeklinde gerçekleşmiştir. Sanık evin içerisine girmemiştir. Dosya içerisinde katılanların oturduğu iki katlı evin bahçesinin bulunup bulunmadığı, eklenti niteliğinde olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme bulunmaması karşısında; girilen yerin evin eklentisi olarak kabul edilme nedenlerinin, suçun yukarıda açıklanan yasal ögeleri de gözetilerek, denetime olanak sağlayacak yeterli gerekçe gösterilip açıklanmadan sanığın yüklenen konut eklentisine girmek suretiyle konut dokunulmazlığını bozma suçundan hükümlülüğüne karar verilmesi,
    II- Sanığın, katılanların ikinci kattaki evlerinin duvarına merdiven dayayarak, pencereden, içeride giyinmekte olan katılan S.. K.."yı gözetlerken farkedilmesi üzerine kaçması şeklinde gerçekleşen eyleminin, 5237 sayılı TCK"nın 134/1. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna uyduğu halde eylemin nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek aynı yasanın 105/1 maddesi uyarınca cinsel taciz suçundan yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi,
    III- Kabule göre de;
    1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 2009/13 sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde nazara alınacak zararın maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı, olayda katılanın cinsel taciz suçu yönünden bir tazminat istemi bulunmadığı gibi dosyaya yansıyan maddi bir zararının da belirlenemediği, konut dokunulmazlığını bozma suçunun da zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı, sanığın kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin de bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “Sanığın suç nedeniyle verdiği zararı karşılamadığı anlaşılmakla CMK 231/6-c maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” biçimindeki, yasal ve dosya içeriğine de uygun olmayan gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    2- Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 116/4. maddesi uyarınca verilen bir yıl hapis cezasının, aynı yasanın 50/1-a maddesine göre adli para cezasına çevrilmesi sırasında bir yıl karşılığı 365 gün olarak belirlenmesi gerekirken, 360 gün karşılığı adli para cezası belirlenmek suretiyle eksik ceza tayini,
    3-Sanık hakkında cinsel taciz suçundan hürriyeti bağlayıcı ceza tayin edildiği halde 5237 Sayılı TCK"nın 53. maddesinin birinci fıkrasında yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 03/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi