23. Hukuk Dairesi 2013/7295 E. , 2013/6999 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahil ... Yayın Grubu A.Ş. ile T. İş Bankası A.Ş. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, uzun yıllardır kozmetik ve temizlik ürünleri imalat, ihracat ve ithalatıyla uğraşan müvekkilinin imal ettiği ""..."" isimli kozmetik kremin, çıkan yanlış haberler neticesinde satışlarının düşmesine bağlı olarak şirket aktiflerinin pasiflerini karşılayamaz hale geldiğini, iyileştirme projesinin uygulanması halinde borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesini talep etmiştir.
Bir kısım müdahiller vekilleri, şartları oluşmayan davanın reddini istemişler, bir kısım müdahiller ise cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı şirketin yargılama boyunca uyguladığı iyileştirme projesine göre aktifinde olumlu gelişmeler olduğu, iflasının ertelenmesi kararı verilmesi halinde borca batıklıktan kurtulabileceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmiştir.
Kararı, müdahillerden ... Yayın Grubu A.Ş. ve... A.Ş. vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, iflas erteleme istemine ilişkindir.
Mahkemece hükme esas alınan 22.03.2012 havale tarihli bilirkişi raporunda, 1.400.000,00 TL olan şirket sermayesinin 1.006.139,28 TL"sinin yitirilmiş olduğu, şirketin borca batık olduğu ve iyileştirme projesinde hedeflenen rakamlara ulaşılması ve şirketin borca batıklıktan kurtulmasının üç yılda mümkün olabileceği, öngörülen yeni finansman kaynakları ( sermaye artırımı) sağlanmasından bahsolunması ve somut olarak projenin tatbikine geçilmiş olması nedeniyle uygulanabilir olduğu görüşü bildirilmiş olup, mahkemece yargılamanın ilerleyen safhalarında başkaca bilirkişi raporu alınmayıp sadece kayyım raporlarıyla yetinilerek, davacı şirketin iyileştirme projesi kapsamında çalışmalar yaptığı, aktiflerinde olumlu gelişmeler gözlendiği gerekçesiyle, iflasının bir yıl ertelenmesine karar verilmiştir.
Alınan kayyım raporlarına göre 2012 yılı Şubat ayında ödenmemiş sermaye borcu olan şirketin özvarlığının (-) 1.102. 015.68 TL iken, takip eden aylarda özvarlığın şirket aleyhine sürekli küçüldüğü, dolayısıyla borca batıklığın sürekli arttığı tesbit edildiği halde mahkemece, somut dayanakları açıklanmaksızın yazılı gerekçelerle iflas erteleme kararı verilmiştir.
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan; somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur (İİK.m.179). İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir (TTK.m.324, İİK.m.179 vd.). Mahkeme, İİK"nın 166/2. maddesine uygun ilan yapmalı (somut olayda yapılmıştır), borca batıklığı, TTK’nın 324. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Gerek borca batıklık ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda (muhasebe ve işletme ekonomisi bilgisi özel ve teknik bilgi niteliğinde bulunduğundan ve hâkimin bunları genel ve mesleki bilgisiyle çözmesi beklenemeyeceğinden) HMK’nın 266. maddesinde gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmeli ve bu raporun da hukuka uygunluğunun hakim tarafından denetlenmesi gerekir. Öte yandan somut verilere dayalı, çelişmeyen öngörüler içeren, özellikle sermaye ve/veya kârlılık artışını netleştiren unsurların varlığının, proje için vazgeçilmez hususlar olduğu gözden kaçırılmamalı; iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunun bu yolla tespiti cihetine gidilmelidir.
Bir sermaye şirketinin borca batıklık bildiriminde bulunarak iflasını istemesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tespiti gerekir. Bu tesbitin yapılmasında, davacının sunduğu delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer delillerin toplanması, bu kapsamda
ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmelidir.
Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır.
Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir.
Açıklanan durum karşısında davacı şirketin mevcut kayıtları; mahkemece ulaşılabilecek tapu, trafik, sanayi ve ticaret odaları, ticaret sicil kayıtları gibi hakkında bilgi alınabilecek belgeler, varlık kalemlerinin rayiç değerlerine ilişkin uzman (teknik) bilirkişi görüşleri ve somut olay bakımından özellik arz edebilecek diğer verilerin toplanmasından sonra, konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden alınacak teknik, detaylı ve denetime elverişli rapor sonucuna göre borca batıklığın yukarıda gösterilen ilkeler çerçevesinde tespiti ile varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece, yeni bir bilirkişi kurulundan şirketin rayiç değerlere göre aktif ve pasiflerini tereddüte yer vermeyecek şekilde belirleyen, iyileştirme projesinin uygulanıp uygulanmadığı ve iflas erteleme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında mevcut bilirkişi raporu ve kayyım raporları da karşılaştırılmak suretiyle denetime ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor alındıktan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde inceleme içermeyen yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Diğer yandan, usulüne uygun müdahale dilekçesi veren müdahil ... ve vekili Av. ..."nun adlarının gerekçeli karar başlığında yazılmamış olması doğru olmadığı gibi, davayı açan ve iflasının ertelenmesine karar verilen şirket, davacı şirket iken, kısa karar ve gerekçeli kararda ""davalı"" şirket olarak belirtilmesi de hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz eden müdahil ...ve...bankası A.Ş vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.