Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/8050
Karar No: 2010/12964
Karar Tarihi: 07.12.2010

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/8050 Esas 2010/12964 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/8050 E.  ,  2010/12964 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/04/2010
    NUMARASI : 2009/316-2010/134

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden maliki olduğu 27465 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 880/5571 payını hata sonucu davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, şufa davasına konu payı satış iradesinin bulunmadığını, satış hazırlıklarını babasının yaptığını, aynı bölgede bir çok taşınmazı olup başka parselin satılmak istenirken anılan payın sehven devre konu edildiğini ileri sürüp, satış bedelinin iadesi suretiyle tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, dava konusu taşınmaz payını bedelini ödeyerek satın aldığını, hata iddiasının doğru olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın sabit olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.12.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Ş. A. ile Temyiz edilen vekili Avukat E. K.. geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının çekişme konusu 2 parsel sayılı taşınmazdaki 880/5571 payını 31.12.2008 tarihli akitle satış suretiyle davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, anılan temlike dair hazırlıkları babasının yaptığını, aynı bölgede kendisinin ve aile bireylerinin bir çok taşınmazları bulunduğunu, şufa davasına konu olan payın satışında da satış iradesinin bulunmadığını, işlemin hata sonucu yapıldığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere; sözleşmenin konusu, niteliği ve ödenecek miktar gibi hususlarda dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düşen tarafın sözleşme ile bağlı sayılamıyacağı kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekirki, Borçlar Kanununda esaslı hatanın tanımı yapılmamış, 24. maddede sınırlayıcı olmamak üzere örnekler gösterilmiştir. Kısaca iç irade ile açıklanan irade arasındaki bilmiyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan hatanın esaslı kabul edilebilmesi için, uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi,girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf, yönünden (Subjektif unsur), hemde iş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından, hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının isbatlanması zorunludur.
    Bu koşulların varlığı halinde hataya düşen taraf,isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir ve verdiği şeyi geri istiyebilir. Yeterki hatanın ileri sürülmesi B.K.nun 25.ve M.K.nun 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmasın. Hemen belirtmek gerekirki, sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunması sözleşmenin iptaline engel değildir. Nevarki, B.K.nun 26. maddesinde öngörüldüğü gibi hatayı bilmeyen veya bilecek durumda bulunmayan ve kusursuz olan karşı tarafın menfi, gerektiğinde müsbet zararının ödenmesi gerekir.
    Öte yandan, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Hatanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def"i veya dava yoluyla da kullanılabilir. Ayrıca hatanın varlığı her türlü delille isbat edilebilir.
    Somut olaya gelince; yukarıda değinilen ilkeler gözetildiğinde, hata iddiasının tanık dahil her türlü delille ispatı mümkün olduğu halde resmi belge ile ispatlanması gerekeceği yolundaki mahkemenin görüşünün isabetli olduğu söylenemez.
    Hal böyle olunca; tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delillerinin toplanması, ondan sonra bir değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.000.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 07.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi