11. Hukuk Dairesi 2011/3792 E. , 2013/241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/11/2010 tarih ve 2009/279-2010/246 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına tescilli bulunan “...” ibareli markanın, tanınmış marka olarak tescili için davalı kuruma yapılan başvurunun kabul edilmediğini, ancak bu kararın doğru olmadığını, zira 1989 yılından beri tescilli olan ve 1983 yılından beri de fiilen kullanılan söz konusu marka için müvekkilinin büyük yatırımlar yaptığını, ciddi düzeyde tanıtım ve promosyon faaliyeti yürüttüğünü, dünyanın birçok ülkesinde anılan markanın tescil ettirildiğini, başvuru konusu markanın tanınmış marka olduğunu ileri sürerek, YİDK"nun 2009-M-4346 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, davacı tarafın sunduğu belgelerin, başvuru konusu markanın tanınmış olduğunu ispat etmeye yeterli bulunmadığını, bu nedenle kurum tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, herkesçe bilindiği mütalaa edilen markaların tanınmış marka olarak kabul edileceği, bunun tespiti için marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin gerçek ve potansiyel tüketicilerinin, dağıtım kanallarında görevli kişilerin ve ilgili iş çevrelerinin görüşlerinin nazara alınması gerektiği, bu tespiti yaparken toplumun ilgili kesiminde markanın tanınma derecesi, markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, marka promosyonlarının hedef aldığı coğrafi alan, süre ve yoğunluk, marka tescilleri ile tescil suretiyle korunan alanın buyüklüğü, resmi makamlarca buna yönelik tesis olunan kararlar ve markanın ekonomik değeri gibi unsurların varlığından yararlanılabileceği, davacının tanınmışlık talebini gerçekleştirdiği 08.08.2007 tarihi itibariyle kişisel bakım ürünleri ve kozmetik sektöründe ticari faaliyette bulunduğu, ... ibareli 1993/145349, 1993/145348, 2004/33820, 2004/17598 ve 2003/24614 sayılı marka tescillerinin bulunduğu, anılan markanın tanıtımına yönelik yazılı ve görsel medyada tanıtım faaliyetlerine giriştiği, ancak anılan başvuru tarihi itibariyle tanınmış marka sayılmasını gerektirecek düzeyde bilinirlik elde etmiş olmadığı, gerçekleştirdiği ticari faaliyetin “...” ibareli markanın tanınmışlığı yolunda atılmış adımlar olduğu, nitekim başvuru tarihinden evvel görülüp sonuçlanan ve Yargıtay derecatından geçen kararlarda da davacı markasının tanınmış marka olduğu vakıasının kabul edilmediği, başvuru tarihi itibariyle değerlendirme yapılması zorunluluğu karşısında kurumun tesis etmiş olduğu kararın hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 5,.90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.