11. Hukuk Dairesi 2020/4832 E. , 2020/5464 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Kırşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce bozmaya uyularak verilen 20.11.2018 tarih ve 2016/8 E. - 2018/359 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin davalı vekili tarafından duruşmalı, davacı vekili tarafından duruşmasız istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 24.11.2020 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr.... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ve kardeşlerinin tapunun ... İli Merkez İlçesi ... Mahallesi ... ada ... parselinde kayıtlı taşınmazın tamamının sahibi, davalının ve kardeşlerinin ise söz konusu taşınmaza bitişik olan aynı yer 57 ada 11 parselde yer alan taşınmazın paydaşları olduklarını, tarafların taşınmazlarının yapılaşmaya daha elverişli olması için 04.09.2009 tarihli protokoller ile anlaştıklarını, fakat davalının edimlerini yerine getirmediğini, davalı hakkında Kırşehir İcra Müdürlüğü’nün 2012/4636 esas sayılı dosyası ile takibe girişildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline, takibe konu asıl alacağın davalıdan 30.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline, 150.000,00 TL asıl alacak ve 36.912,33 TL işlemiş faizi olan toplam 186.913,33 TL takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 01.03.2013 tarihli celsede, taleplerinin alacağın tahsiline ilişkin olduğunu, itirazın iptaline ilişkin bir taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekili, senedin teminat senedi olduğunu ve halen teminat senedi niteliğini devam ettirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 19.03.2014 tarihinde davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 15.06.2015 gün, 2014/11595 esas ve 2015/8861 karar sayılı kararı ile; "davanın temelini oluşturan icra takip tarihi itibariyle 187 m² miktarındaki taşınmaz hissesinin davacıya devredilmemiş olması karşısında teminat senedinin temin ettiği alacakla sınırlı olarak takibe konulabileceği gözetilerek sözü edilen taşınmaz hissesinin takip tarihindeki piyasa rayiç değeri saptanıp senet bedelini geçmemek kaydı ile sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken davanın tümden reddedilmiş olması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı vekilinin, davacı ve kardeşlerinin ... İli, Merkez İlçesi... ada ... parsel sayılı taşınmazın, davalı ve kardeşlerinin ise bitişiğindeki ... ada ... parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, taraflar arasındaki 04.09.2009 tarihli protokoller gereğince davacının hisseleri davalıya devrettiğini, buna karşılık 04.09.2009 keşide tarihli 30.10.2009 vadeli 150.000,00 TL bedelli senedi aldığını, 219/240 pay sahibi olan davalının ihaleye daha güçlü girdiğini, davalının ihale tamamlandıktan sonra anlaşmayı tanımaz hale geldiğini, Kırşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/244 esas sayılı menfi tespit davasında söz konusu senedin iptalini talep ettiğini, bu davada verilen red hükmünün Yargıtay tarafından onandığını, davacı tarafça söz konusu senede dayanılarak girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaliyle, takibe konu asıl alacağın (150.000 TL) davalıdan 30.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline, % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, yargılama sırasında taleplerinin alacağın tahsiline ilişkin olduğunu, itirazın iptali taleplerinin olmadığını belirttiği, senetle teminata bağlanan taşınmaz hissesinin değerinin belirlenmesi için bilirkişi raporları alındığı, alınan bu raporlardan 29.11.2017 tarihli üçüncü rapor ile 14.05.2018 tarihli ek raporun hükme esas alındığı, böylece taşınmaz değerinin 121.550,00 TL olduğunun ve bu değerin teminat senedi tutarını geçmediğinin anlaşıldığı, davalının daha önce temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle faiz başlangıç tarihinin takip tarihi olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 121.550,00 TL"nin 24.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı ve davalı yararına 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin birinden alınarak yek diğerine verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6.227,31 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, istek halinde aşağıda yazılı 2.021,60 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, 26.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.