Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2807
Karar No: 2020/39
Karar Tarihi: 21.01.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2807 Esas 2020/39 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2807 E.  ,  2020/39 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    1. Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Tokat 1. İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili 13.01.2015 harç tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin şekerpancarı üreticisi olarak yıllardır tarımda kendi adına ve hesabına çalışmasını sürdürdüğünü, ziraat odası ve kooperatif üyeliğinin bulunduğunu, Kurumun müvekkilinin tarım sigortalılığını resen yapması gerekli iken sorumluluğunu yerine getirmeyerek tescil işlemini yapmadığını, Kuruma yapılan 18.12.2014 tarihli başvuru üzerine müvekkilinin 01.07.2000-15.07.2004 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun (Tarım Bağ-Kur) kapsamında sigortalı kabul edildiğini, oysa müvekkilinin 15.07.2004 tarihinden sonraki dönemler yönünden de 506 sayılı Kanun (SSK) kapsamındaki çalışmaları dışında 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek SSK"lı çalışmalarının sona erdiği 02.11.2004 ile 25.07.2010 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğunun (SSK"lı çalışmaları dışında) ve 6552 sayılı Kanun"dan yararlanmasının gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı ... vekili 05.02.2015 tarihli cevap dilekçesinde; sigortalının 2926 sayılı Kanun"un 5 ve 7. maddeleri gereğince süresinde başvuruda bulunması durumunda tescilin yapılacağını, ancak davacının süresinde başvurusunun olmaması sebebiyle dava açmasının haksız ve yersiz olduğunu, ayrıca 6552 sayılı Kanun"un 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe girdiğini ve yapılandırma için verilen sürenin 02.02.2015 tarihinde sona erdiğini, davacı yönünden ise ortada tahakkuk etmiş geçerli bir borç bulunmadığından başvurunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesinin Kararı:
    6. Tokat 1. İş Mahkemesinin 02.07.2015 tarihli ve 2015/13 E., 2015/315 K. sayılı kararı ile; davacının 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2009, 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yıllarında çiftçi kayıt sisteminde kaydının olduğu, tarımsal destekleme araçlarından faydalandığı, 20.05.2000 ve 20.05.2003 tarihlerinde tevkifatlarının bulunduğu, 02.11.1989 tarihinde başlayan ziraat odası kaydı ile kolluk araştırmalarında davacının 30 yıldır çiftçilik yaptığının belirtildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının 02.11.2004-25.07.2010 tarihleri arasında (506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğu süreler hariç olmak üzere) 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğunun ve 6552 sayılı Kanun"dan yararlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
    Özel Dairenin Bozma Kararı:
    7. Tokat 1. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 21. Hukuk Dairesince 22.03.2016 tarihli ve 2015/17427 E., 2016/4941 K. sayılı kararı ile; "Dava, davacının 02.11.2004-25.07.2010 tarih aralığında 506 Sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaları dışında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 6552 Sayılı Yasa’dan yararlanma istemine ilişkindir.
    Mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 01.07.2000-15.07.2004 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu, prim ödemelerinin 2000 ve 20003 yılında olduğu, 20.05.2000- 2003 yılları arası Bağ-Kur prim tevkifatı yapıldığı, başkaca tevkifat ve ürün tesliminin olmadığı, 02.11.1989- devam eder şekilde ziraat oda kaydının bulunduğu, 2004-2015 yılları arası ÇKS kayıtlarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 Sayılı Yasada, 506 Sayılı Yasanın 79. maddesindeki gibi, geçmiş Tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Anılan Yasanın 5. maddesinde, 7. maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin, kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı belirtilmiştir. Yasanın 10. maddesindeki kayıtlar Kurum tarafından yapılacak olan tescil işlemleri için uygulama alanı bulmaktadır.
    Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi hâlinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı resen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği resen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
    İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
    11 Eylül 2014 gün ve 29116 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun"un 58. maddesi ile 5510 sayılı Kanun"a eklenen Geçici 54. maddesiyle, esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılması imkânı sağlanmıştır.
    Somut olayda; tespite karar verilen sürelerde prim tevkifatının ve ürün tesliminin bulunmadığı göz ardı edilerek verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ayrıca; davacı prim ödemesinde bulunmadığından 5510 sayılı Kanun"un Geçici 54. maddesinden faydalanamayacaktır.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır." gerekçesi ile karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Tokat İş Mahkemesinin 23.06.2016 tarihli ve 2016/300 E., 2016/251 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK:
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından davacının 02.11.2004-25.07.2010 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun kapsamında (5510 sayılı Kanun"un 4/1-a) sigortalı olduğu süreler hariç olmak üzere 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7. maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanun"un 2, 3, 5, 9 ve 10. maddeleridir.
    13. 2926 sayılı Kanun"un 2. maddesinde, kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları açıklanmıştır. Anılan Kanunun 3. maddesinin (b) bendinde "Tarımsal faaliyette bulunanlar; kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim, dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5. maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Resen tescil başlığını taşıyan 9. maddeye göre bu Kanun kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurumca resen yapılması gerektiği belirtilmiştir.
    14. Anılan Kanunun 10. maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin T. Şeker Fabrikaları A.Ş. ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.
    15. Diğer yandan, 2926 sayılı Kanun"un 36. maddesi kapsamında Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür.
    16. 2926 sayılı Kanun"un 2. maddesi kapsamına girenlerin prim borçlarının 36. madde kapsamında ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi hâlinde kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dahi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle sigortalı olarak kayıt ve tescil konusundaki iradenin ortaya koyulduğunun kabulü ile Tarım Bağ-Kur sigortalılığının prim tevkifatını takip eden aybaşından itibaren başlatılması zorunludur.
    17. Öte yandan Kurumun iş bu prim ödemesine rağmen, sigortalıyı resen kayıt ve tescil etmemesi, Kanunun kendisine yüklediği resen tescil mükellefiyetine de aykırılık teşkil etmektedir.
    18. Yeri gelmişken belirtilmelidir ki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanun"da bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanun"un 79 ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu nedenle 2926 sayılı Kanun ile sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında kayıt ve tescil ya da tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı ile devam eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır.
    19. 2926 sayılı Kanun"un 2. maddesi kapsamına girenlerin ürün bedellerinden 36. madde kapsamında yapılan prim tevkifatlarının Bağ-Kur’a ödenmesi hâlinde, kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dahi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle sigortalı olarak kayıt ve tescil konusundaki iradenin ortaya koyulduğunun kabulü ile prim tevkifatını takip eden aybaşından itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil zorunlu olmakla birlikte prim tevkifatı veya ürün teslimi olmayan yıllar yönünden 2926 sayılı Kanun uyarınca Tarım Bağ-Kur sigortalılığı için 3. maddede belirtilen tarımsal faaliyetin kesintisiz sürdürüldüğünün yöntemince kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
    20. Ayrıca tarımsal faaliyetin kesintisiz olarak devam ettiği hususunun kanıtlanması yönünden 2926 sayılı Kanun"un 10. maddesinde yer alan kurum veya kuruluş kayıtlarının mevcudiyeti tek başına yeterli olmayıp, bu kayıtların fiili olarak tarımsal faaliyette bulunulduğuna dair diğer delillerle birlikte bulunması gerekmektedir.
    21. Bu doğrultuda, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve 2011/10-230 E. 2011/319 K. sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere, davacının tarımsal faaliyetinin kesintisiz sürüp sürmediğinin tespiti için mahkemece; çekişmeli dönemde davacının nerede oturduğu; nüfus müdürlüğü, ilçe seçim kurulu başkanlığı ve muhtarlık kayıtları esas alınarak belirlenmeli, dönem içinde Ziraat Bankası, kooperatif veya birlikler aracılığıyla tarımsal amaçlı kredi kullanıp kullanmadığı; 25.04.2006 tarihli 26149 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca Çiftçi Kayıt Sistemine dâhil edilerek doğrudan gelir desteği alıp almadığı ve bu bağlamda davacının hangi ürünleri ekerek bunları nerelere sattığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun "zirai kazanç, zirai faaliyet, zirai işletme, çiftçi ve mahsulün tarifi" başlıklı 52, "zirai kazançta vergileme" başlıklı 53 ve "vergi tevkifatı" başlıklı 94 vd. maddeleri ile 213 Vergi Usul Kanunu’nun "vergi kesenlerin sorumluluğu" başlıklı 11. maddesi kapsamında zirai kazançlarından dolayı vergi ödeyip ödemedikleri araştırılmalıdır.
    22. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun konu ile ilgili 08.12.2010 tarihli ve 2010/10-580 E., 2010/647 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere tevkifat yapma ve kurum hesaplarına aktarma yükümü, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/11. maddesinde öngörülen çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden gelir vergisine mahsuben tevkifat yapma yükümüne paralel olarak getirilmiştir. Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındaki gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunan bu kişilerden satın aldıkları ürün bedellerinden tevkifat yapmakla yükümlüdürler. Tevkifat suretiyle vergilendirilen çiftçiler yaptıkları satış ve hizmetleri dolayısıyla müstahsil makbuzu almak ve saklamak zorundadırlar. Tarımsal faaliyeti kapsamında ilaç, gübre ve sulama parası ödenip ödenmediği, varsa bunların fatura ve belgelerinin nelerden ibaret olduğu, ziraat odası, kooperatif veya birliklere üyeliği varsa üyelik kaydı yanında bu kuruluşlara düzenli bir şekilde aidat ödenip ödenmediği araştırılmalı, tarımsal faaliyete elverişli tapulu taşınmazının bulunup bulunmadığı, tarımsal faaliyetin taşınmaz kiralanması yoluyla gerçekleştirildiğinin savunulması hâlinde; taşınmazların, kimden hangi yıllar için kiralandığı, kiracının; kiralama yoluyla faaliyetini yürütmeye elverişli alet ve edevatının bulunup bulunmadığı araştırılmalı; traktörünün bulunduğunun ileri sürülmesi hâlinde, traktörün hangi tarihte satın alınıp ilgilisi adına trafiğe tescil edildiğini gösteren fatura ve trafik tescil belgesi celp edilmeli; hayvan yetiştiriciliği bulunduğunun ileri sürüldüğü hallerde, Hukuk Genel Kurulunun 01.06.2011 tarihli ve 2011/10-306 E., 2011/365 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere 16.05.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu"nun 22. maddesi kapsamında hayvanlara ilişkin menşe şehadetnamesinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek, büyük ve küçükbaş hayvanlarına ilişkin istatistik bilgileri ve bu hayvanlara ilişkin yapılması zorunlu bulunan periyodik aşılara ilişkin bilgiler İlçe Tarım Müdürlüklerinden sorulmalı, köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri gibi tarımsal faaliyetin varlığını yakından bilebilecek durumda bulunan tanıklar dinlenerek sigortalılık olgusunun varlığı hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulduktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    23. 2926 sayılı Kanun"un 6. maddesinde tarım sigortalılığını sona erdiren nedenlere yer verilmiştir. Buna göre; sigortalılık niteliğini yitirenlerin tarım sigortalılığının yeniden başlaması için tescil veya tescil yerine geçen iradi prim ödemesi ya da prim tevkifatı yapılması gerekmekte olup, belirtilen durumlar dışında, kendiliğinden Kanun kapsamına alınmayacakları, Tarım Bağ-Kur sigortalılığın bir diğer sosyal güvenlik kuruluşu kapsamından çıkmaları ile yeniden başlayıp devam etmeyeceği de dikkate alınmalıdır (Hukuk Genel Kurulunun 14.02.2007 tarihli ve 2007/21-73 E., 2007/71 K.; 03.10.2007 tarihli ve 2007/10-658 E., 2007/718 K.; 12.03.2019 tarihli ve 2015/21-2742 E., 2019/281 K. sayılı ilamları).
    24. Özel Daire bozma kararında, davacının 6552 sayılı Kanun"dan yararlandırılmasına dair inceleme yapılmamıştır. Bu durumda 10.09.2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanun"un 81. maddesiyle 5510 sayılı Kanun"a eklenen geçici 60. maddede yer alan başvuru süresi ve ilk taksit ödeme süresinin anılan maddenin birinci fıkrasının (d) bendi hükümlerine ilişkin süreler hariç olmak üzere, 30.11.2014 tarihli ve 29191 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 24.11.2014 tarihli 2014/7016 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, aynı maddede belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatıldığı, bu bağlamda yapılandırma başvuru süresinin 02.02.2015 tarihinde son bulduğu göz önüne alındığında, davacının 29.12.2014 tarihli süresinde olan yapılandırma başvurusunun mevcut prim borçları yönünden değerlendirilmesi gerekmektedir.
    25. Açıklanan tüm bu yasal düzenleme ve ilkeler kapsamında somut olay değerlendirildiğinde, davacının 20.05.2000 ve 20.05.2003 tarihlerinde prim kesintilerinin bulunduğu, Kurum tarafından 01.07.2000-15.07.2004 tarihleri arasında ve 18.12.2014 tarihinden itibaren aktif şekilde sigortalı kabul edildiği, 02.11.1989 tarihinde başlayan ve devam eden ziraat odası kaydının bulunduğu, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olduğu ve başka ürün teslimi ile tevkifatının bulunmadığı anlaşılmakla 02.11.2004-25.07.2010 tarihleri arasında (506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olduğu süreler dışlanarak) Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğuna dair yerel mahkeme kararı hatalıdır. Davacının Kurum tarafından kabul edilen dönemler dışında Tarım Bağ-Kur kapsamında sigortalı olma hakkı bulunmamaktadır. Ancak davacı 6552 sayılı Kanun kapsamından yararlanarak, süresinde olan başvurusuna istinaden mevcut prim borçlarını yapılandırma kapsamında ödeme hakkına sahiptir.
    26. Hâl böyle olunca, yerel mahkemece verilen direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekir.

    I V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.01.2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi