Esas No: 2022/1917
Karar No: 2022/7222
Karar Tarihi: 25.04.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/1917 Esas 2022/7222 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2022/1917 E. , 2022/7222 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 22.12.2021 tarih ve 2021/21531 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 21.01.2022 tarih ve KYB-2021/161160 sayılı ihbarname ile;
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/12/2020 tarihli ve 2020/13412 soruşturma, 2020/9899 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Elazığ 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 26/03/2021 tarihli ve 2021/480 değişik iş sayılı kararının, "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 06/10/2020 tarihli ve 2020/7255 esas, 2020/9447 karar sayılı ilamında ''...Sanığın ... Kuyumculuk isimli iş yerini çalıştırdığı, katılanın aldığı 100 gram altını sanığa emaneten bıraktığı, katılanın ihtiyaç sebebiyle altınları almak üzere gittiği ancak sanığın iş yerini kapatarak ortadan kaybolmak suretiyle üzerine atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; sanık ile katılan arasındaki ilişkinin kuyumcu kasasında emaneten değerli eşya saklamaktan ibaret olduğu, TCK'nin 155/2. maddesi kapsamında hizmet ve ücret ilişkisinin bulunmadığı, bu nedenle de sanığın eyleminin TCK'nin 155/1. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu...'' şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda şüpheliler ... ve ...'un kuyumculuk işi ile uğraştıkları, müşteki ...'ın şüphelilere defalarca kez altın, Türk lirası, Euro gibi döviz ile menkullerini bıraktığı, 2017 yılında müştekinin şüphelilerden para ve altınlarını iade etmesini istediği ancak şüphelilerin kendilerine emanet edilen 600.000,00 Euro, 130 gram altın ve iki adet bileziği çeşitli sebepler ileri sürerek müştekiye iade etmediklerinden bahisle Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/13412 soruşturma numaralı dosyasında yapılan soruşturmada şüpheli savunmasının alınmasını müteakip şüphelinin suçlamayı kabul etmemesine ve mevcut delil durumu itibariyle taraflar arasındaki ihtilafın hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmış ise de; şüphelinin savunmasının alınması haricinde herhangi bir araştırmanın yapılmadığının görüldüğü, müşteki vekilinin dilekçesinde liste halinde belirtmiş olduğu şahısların tanık olarak dinlenmeksizin, eksik soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Müşteki ... vekili 03.09.2020 havale tarihli şikayet dilekçesinde; müşteki tarafından ... aracılığı ile kuyumculuk yapan şüpheliler ... ve ...'a emaneten bırakılan 600.000,00 Euro, 130 gram altın ve iki adet bileziğin çeşitli bahaneler ileri sürülerek iade edilmediğini iddia etmesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, mevcut delil durumu itibarıyla meselenin hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, müşteki vekilinin itirazı üzerine Elazığ 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 21.01.2021 tarihli kararı ile şikayet dilekçesinde belirtilen tanıkların beyanına başvurulması yönünde soruşturmanın genişletildiği, gösterilen sekiz tanıktan dördünün beyanın alındığı ve dosyanın yeniden Sulh Ceza Hakimliğine gönderildiği, bu kez aynı Hakimlikçe 26.03.2021 tarihinde itirazın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de; müştekinin ayrıntılı beyanına başvurulması ve kolluk marifetiyle de araştırılmak suretiyle müşteki ile şüphelilerin inşaat işi yapıp yapmadıklarının tespitine çalışılması, aracılık yaptığı ileri sürülen ... ile dinlenmeyen tanıklar ..., ..., ... ve ...‘ın da beyanlarına başvurulduktan sonra, sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği anlaşılmakla; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 04.12.2020 tarihli 2020/13412 Soruşturma ve 2020/9899 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci Elazığ 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 26.03.2021 tarih ve 2021/480 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA; müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 25.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.